tag:blogger.com,1999:blog-81928571993566396652024-03-12T21:25:55.124-07:00Otizm Ve TanısıOtizmle Yaşamayı Bilmek Sabır Ve SanattırGülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.comBlogger140125tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-38094016009855070712016-04-05T13:36:00.001-07:002016-04-05T13:36:51.108-07:00Prof. İbrahim Saracoglu Hayat Kürleri Sistit, Uykusuzluk, Mesane, İdrar Yolları <div style="text-align: center;">
<iframe width="640" height="480" src="//www.youtube.com/embed/1OXaKQ5PevM" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>
</div><br /><a title="Doğal Yaşam, Alternatif Tedavi, Diyet, Kadın Sağlığı, Bebek Sağlığı, Gebelik, Estetik, Güzellik, Kalp Damar, Kanser, Tansiyon, Ruh, Göz" href="http://saglikbilgial.blogspot.com.tr/"target="_blank">SağlıkI Yaşam Haberleri</a>
.Prof. İbrahim Saracoglu Hayat Kürleri Sistit, Uykusuzluk, Mesane, İdrar Yolları
Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-57230190632360560202015-04-19T04:16:00.002-07:002015-04-19T04:16:29.613-07:00Canan Karatay Zeytin Kesenlerin IŞİD'den Farkı Yok Video<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="https://www.youtube.com/embed/DO7HWiv03Ko" width="640"></iframe>
</div>
<a href="http://kendineiyibakm.blogspot.com/" target="_blank" title="Sağlıklı Doğal Yaşam, Spor, Beslenme, Diyet, Gebelik Hamilelik, Çoçuk Bebek Sağlığı, Alternatif Tıp, Kadın Hastalıkları, Faydalı Bitki">Doğal Yaşa Kendine İyi Bak</a>
<br />
Canan Karatay Zeytin Kesenlerin IŞİD'den Farkı Yok Video
Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-91756977457597925002014-11-18T11:46:00.002-08:002014-11-18T11:46:16.765-08:00Otizm Tedavisinde Psikiyatristin Görevleri Nelerdir Video<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="//www.youtube.com/embed/BF2xCmnS1b0" width="640"></iframe>
</div>
<a href="http://engeltani.blogspot.com.tr/" target="_blank" title="Engelleri Aşmak Sabır Ve Sevgi İster">Otizm Ve Down Sendromu</a><br />
Otizm Tedavisinde Psikiyatristin Görevleri Nelerdir Video
Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-15021581110309312472013-07-06T06:59:00.000-07:002013-07-06T06:59:23.537-07:00Otizm Taraması<span style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:Century Gothic;font-size:100%;" >Tüm çocuklara rutin otizm taraması tavsiye edildi<br />Hiçbir gelişim geriliği görülmese dahi, tüm çocukların otizm taramasından geçirilmesi gerektiği bildirildi. Taramanın ilk olarak 18 ay ve daha sonra da 2 yaşında yapılan sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında yapılması gerekiyor...<br />Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) yayınladığı yeni rehberde sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında otizm taramasının da yapılmasının erken teşhis ve erken müdahale şansını artıracağı ifade ediliyor.<br />AAP tarafından konuyla ilgili olarak yayınlanan raporda otizm teşhisi ve yapılan girişimlerle ilgili gelişmeler konusunda bilgiler verildi.<br />Otizmin olası belirtileri<br />Dil gelişimindeki gerilikler çocukların otizm açısından değerlendirilmeye alınmasına yol açan yaygın nedenlerden biri. Buna karşılık henüz konuşma aşamasına gelmemiş bebeklerde bu kadar belirgin olmayabilen bazı belirtilerin saptanması mümkün oluyor.<br />Gülümsemenin gecikmesi, anne-babanın bakışlarını izleyememe ve 10-12 ay civarında ismi söylendiğinde ya da anne-babanın işaret etmesine cevap vermemeyi de içeren bu belirtilerden bazıları bebeğin ilk doğum gününden önce fark edilebiliyor.<br />Otizmin diğer erken uyarı sinyallerinden bazıları ise şunlar:<br />Anne baba ya da bakıcısı ismini söylediğinde tepki vermemesi;<br />Anne-baba "şuna bak..." diyerek bir şeyi işaret ettiğinde tepki vermemesi ve kendisi anne-babasına ilginç bir nesne ya da olayı göstermek için işaret etmemesi;<br />6 ay civarında iletişim kurma amacıyla anne-baba ya da bakıcının konuşmalarına cevap olarak hece tekrarları yapmama;<br />Gülümsemenin gecikmesi;<br />İnsanlarla göz teması kurmaması.<br />Çocuğun tüylü oyuncak, battaniye veya başka bir yumuşak eşya yerine fener ışığı, anahtarlar ya da bir tükenmez kalem gibi sıra dışı eşyalara bağlılık geliştirmesi de bir sorun olduğuna işaret edebiliyor.<br />Ancak uzmanlar normal olarak gelişen çocukların da sıra dışı nesnelere bağlılık geliştirebileceği ya da otistik pek çok çocuğun da göz teması kurabildiğini hatırlatıyorlar. Dolayısıyla bu ince sinyallerin hiç birinin tek başına kesin bir otizm belirtisi olarak ele alınmaması gerekiyor. Ancak bunların varlığının anne-baba ve doktorlar açısından sorunun daha belirgin işaretleri ortaya çıkmadan önce uyarıcı nitelik taşıyabileceği vurgulanıyor.<br />Otizmin belirgin işaretleri<br />Çocuğun mutlaka otizm açısından değerlendirilmesini gerektiren ve çoğu sözel gelişimle ilgili işaretlerin ise şunlar olduğu belirtiliyor:<br />12 aylıkken hece tekrarlama, işaretle gösterme ve diğer iletişim davranışlarının olmaması;<br />16 aylıkken hiçbir anlamlı kelime söylememesi;<br />24 aylıkken iki kelimeli spontan ifadelerin olmaması;<br />Herhangi bir yaşta kazanılmış olan konuşma becerilerinin veya sosyal becerilerden herhangi birinin kaybedilmesi.<br />Uzmanlar otizm olan çocukların yaklaşık olarak dörtte birinde sözel gelişimde gerileme yaşandığını vurguluyorlar. Örneğin birkaç ay önce 20 kelime söyleyen bir çocuğun aniden dili hiç kullanmamaya başlaması önemli bir belirti olabiliyor.<br />Erken müdahale çok önemli<br />Uzmanlar otizm ve bağlantılı bozukluklarda mümkün olduğunca erken müdahalenin büyük önem taşıdığını ve bu müdahalenin kesin otizm teşhisi konulmadan önce dahi başlayabileceğini belirtiyorlar. Bu nedenle anne-babaların otizmin erken belirtileri konusunda uyanık davranmaları ve çocuk doktorlarının da sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında çocuğu bu açıdan da değerlendirmelerinin erken tanı ve girişim şansını artıracağı vurgulanıyor.<br />Taramalarda iki veya daha fazla risk faktörünün saptanması durumunda çocuğu izleyerek beklemenin doğru olmayacağı da raporda vurgulanarak; böyle durumlarda çocuk ruh sağlığı hekimleri ve ilgili olabilecek diğer uzmanlarla Otistik Yelpaze Bozuklukları açısından eş zamanlı, kapsamlı değerlendirme ve girişimlerin yapılması gerektiği belirtiliyor.<br />Söz konusu raporlar AAP'nin Pediatrics isimli dergisinin Kasım 2007 sayısında yayınlandı.</span>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-79979319566599064232013-06-10T06:46:00.000-07:002013-06-10T06:46:41.881-07:00Çocuğunuz otistik mi?<span style="color: rgb(0, 0, 0);font-size:100%;" >Başrollerini Dustin Hofmann ve Tom Cruise‘un oynadıkları Yağmur Adam filmini görmüş olup hatırlamayan var mı? Uzun süre hafızalardan silinmeyen bu filmi bu kadar özel kılan, hiç kuşkusuz, filmin Dustin Hofmann tarafından canlandırılan otistik kahramanı Raymond Babbitt’ti. Yere dökülen kibritleri bir bakışta sayabilen, telefon rehberini ezbere bilen Raymond’ın acıklı ama bir o kadar da iç ısıtıcı hikayesi ile birçoğumuz otizm kavramıyla tanışmış olduk.”</span><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Kelime olarak “kendine dönük” anlamına gelen “otizm”,sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otistik bir birey tüm dünyayı kendi düşünce, duygu ve arzuları doğrultusunda algılar. Bununla beraber de olay ve nesneleri kişilerin paylaştığı gerçeklik temelinde değil, kendi duygu ve düşüncelerinin ışığı altında değerlendirir. Sosyal anlamda çevreye tepkisizlik, sözlü veya başka türlü iletişim güçlükleri, gerçeklikten uzaklaşma, içe kapanma, nesnelere karşı aşırı düşkünlük ve takıntılı hareketler hastalığın sürecini tanımlayan olgulardır.<br />Daha çok yaşamın ilk 2-3 yılında ortaya çıkan bu bozukluğa sahip çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında zeka geriliği görülmekle beraber zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Hatta tıpkı “ Yağmur Adam ” filminin otistik karakteri Raymond gibi bazı otistikler matematik, müzik veya görsel alanda müthiş yetenekli olabilirler. Fakat, ne yazık ki dünyayı bir bütün olarak algılayamama, genelleme yapamama ve detaylara takılıp kalma özelliklerinden dolayı birçoğu bu yeteneklerini günlük hayatta kullanamayabilirler.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otistik Bozukluk Ölçütleri</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Otistik bozukluk tanısı konması için Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 2000 yılında yayınladığı zihinsel bozuklukları tanımlama ve sınıflama sistemine (DSM-IV-TR) göre belirlenen tanı ölçütleri şunlardır.<br /><br /><b>A - Aşağıdaki dört belirtiden en az ikisinin var olması gerekmektedir:</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"> 1 - Toplumsal iletişimde kullanılan el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi sözel olmayan birçok davranışta belirgin bir bozulmanın olması.<br /> 2 - Yaşıtlarıyla kendi yaş dönemi ile uyumlu olacak şekilde ilişkiler geliştirememe.<br />3- Diğer insanlarla eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde olmama (örneğin, ilgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme ya da belirtmeme).<br />4- Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>B - Aşağıdakilerden en az birinin var olması gerekmektedir:</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">1- Konuşulan anadilin ya hiç becerilememesi ya da bunun gecikmesi durumu.<br />2- Yeterli konuşmanın var olduğu durumlarda, başkaları ile konuşmayı başlatmak ya da sürdürmekte belirgin bozukluk.<br />3- Sözcük ya da cümleleri arka arkaya tekrarlayarak ya da anlamsız şekilde kullanarak konuşma durumu.<br />4- Yaş ve gelişim düzeyine uyan ve doğaçlama gerektiren oyunları oynayamama duru.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>C - Aşağıdaki tekrarlayıcı ilgi, aktivite ve davranışlardan en az birinin var olması durumu:</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">1- Sıklık ve yoğunluk açısından belli bir nesne ya da konu ile tekrarlayıcı bir şekilde uğraşarak ilgi odaklarını kısıtlama.<br />2- İşlevsel olmayıp, belli bir amaca hizmet etmeyen ve birbirini izleyen, sıradan, belli bir aktiviteyle durdurulamaz derecede uğraşma durumu.<br />3- Tekrarlayıcı vücut hareketlerine sahip olma ( örneğin, parmak şaklatma, el çırpma ya da burma ya da karmaşık tüm vücut hareketleri).<br />4- Eşyaların belirli parçaları ile aşırı ve tekrarlayıcı bir şekilde uğraşma durumu.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Yukarıda yazılmış olan tüm maddelerden toplam olarak en az altı adedinin var olması gerekmektedir. Bununla beraber, toplumsal etkileşim, toplumsal iletişimde kullanılan dil ve sembolik/doğaçlama oyun alanlarının en az birinde 3 yaşından önce gecikme ya da normal dışı bir gelişmenin var olması ve bu bozukluğun başka bir hastalığa bağlı olmaması hastalığın diğer tanı ölçütleri arasına girmektedir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otizm’in Nedenleri</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Yaygın gelişim bozukluğu olan bu sürecin nedenleri konusunda birçok varsayım öne sürülmekle beraber neden kaynaklandığı üzerine araştırmalar hala devam etmektedir. Birlikte zeka geriliği ve epilepsi nöbetlerinin sık bulunması biyolojik nedenlerin daha ön planda olduğunu göstermesi açısından dikkat çekicidir. Kardeşler ve ikizler üzerinde yapılan araştırmalar genetik faktörlerin önemli olduğunu düşündürmektedir. Uzun yıllar otizmin nedeni olarak anne-bebek arasındaki iletişimsizlik konu edilmiş ve bu çocukların annelerine –çocukla duygusal ilişki kurmada yetersizliklerini anlatmak için- “buzdolabı anne” yakıştırması yapılmıştır. Ancak daha sonra, aynı anne babadan doğma diğer çocuklarda benzer sorunların olmaması ve tüm otistik çocukların annelerinin de “buzdolabı anne” modeline uymamaları bu görüşü destekleyen verilerin yetersiz kaldığı fikrini doğurmuştur. Otizmin bazı tıbbi durumlarla birlikte daha sık görülebilmesi ve bu çocukların yaklaşık % 25’inde epilepsi nöbetlerinin bulunması ise otizmin nedenleri arayışında dikkatleri nörobiyolojik alana da çevirmiştir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otizim’de Yaygınlık, Cinsiyet ve Sosyo-Ekonomik Durum Faktörleri</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Yapılan çalışmalarda otizme rastlama sıklığının arttığını görülmektedir. İlk araştırmalarda 2500/1 oranında olan değer günümüzde 1000/1’lere varmıştır. Zaman içinde görülen bu artışla ilgili çeşitli varsayımlar vardır. Bir taraftan doğanın kirlenmesi, radyo aktif maddeler, beslenme alışkanlığının değişmesi gibi nedenlerle sürecin giderek arttığı savunulurken, diğer taraftan sürecin zamanla daha iyi tanınması ve hafif formlarının da bu sayıya eklenmesiyle sıklık oranının artmış olduğu öngörülmektedir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>• Yaygınlık :</b> Otizm, çoğu vakada 36. aydan önce başlar. Ancak anne ve babanın farkında olması ve şiddetinin belirlenip tanı konması 36. aydan sonra olur.<br /><b>• Cinsiyet :</b> Otizm erkek çocuklarda 2-3 kat daha fazla görülmektedir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda erkek – kız oranı 5/1 olarak bildirilmiştir. Rastlanma oranı erkeklere oranla daha düşük olmasına rağmen, kız çocuklar, erkek çocuklara göre otizmin özelliklerini daha yoğun ve ağır olarak yaşarlar.<br /><b>• Sosyo – Ekononmik Durum :</b> Yapılan çalışmalarda sosyo-ekonomik durumun otizm’i etkilemediği görülmektedir. Saptanan rakamsal farklar ise, sosyoekonomik durumu düşük düzeyde olan ailelerin tanı ve tedavi için hekime gitmemeleri ile ilişkilendirilmiştir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otistik Çocukların Özellikleri</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Otistik özellikler gösteren bebeklerin iki tip davranış biçimi gösterdiği gözlenmiştir. Bunlardan birincisi; sürekli ağlayan, huysuz olarak adlandırılan bebeklerdir. İkincisi ise, sakin, uslu bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir. Büyüdükçe oldukça sevimli bir görüntüye sahip olan otistik çocuklar yaşıtlarından daha kısa boyludurlar. Bu çocukların bazılarının konuşma ve davranışları normalken, bunların birden bire sosyal ilişkiden koparak dil becerilerini de kaybettikleri gözlenmiştir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otistik bir çocuğu normal çocuklardan ayırıcı en belirgin özellikler şunlardır:</b><br /><br />• Başkalarına karşı ilgisizdir ve kendiliğinden iletişim kurmaz. Cansız nesnelere insanlardan daha fazla ilgi gösterir.<br />• Göz temasından kaçınır.<br />• İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.<br />• Konuşmasında yaşıtlarına göre gerilik gösterir.<br />• Diğer çocuklarla oynamaz.<br />• Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz bir şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.<br />• Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar; anlamsız yeni kelimeler uydurur ya da cümle içinde kelimelerin yerini yanlış kullanır.<br />• Belli nesnelere aşırı derecede bağlanabilir (ip parçası, gazoz kapağı gibi). Bu nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır.<br />• Değişikliklerden hoşlanmayıp kaçınır.<br />• Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.<br />• Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.<br />• Kendine zarar verici hareketlerde bulunur.<br />• Korkulu ve tedirgin bir hal sergiler.<br />• Işık, ses gibi dış uyaranlara anormal tepkiler verebilir.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>Otizm’de Tanı ve Tedavi</b></span> </p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;">Otistik çocukların çoğunda belirtiler kendini göstermekle beraber birçok faktör bu belirtilerin tespitinde gecikmeye neden olduklarından dolayı aileler bunu fark etmeyebilirler. Hayat boyu devam eden bir süreç olan otizmde eğitim son derece önemlidir. Dolayısıyla, özel eğitimin bir an önce başlatılması için erken tanı bu hastalığın tedavisinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan araştırmalarda erken tanı konan otistik çocuklarda duygusal ve dil alanlarında büyük gelişmeler sağlandığı; 5-6 yaşına kadar hiçbir tedavi uygulanmayan çocuklarda ise gelişme olmamakla beraber zamanla gösterdikleri pek çok davranışı da kaybettikleri görülmüştür.<br />Otizm tedavisinin ilk ve en önemli aşaması tedavi süresince aktif bir rol oynayacak ailenin hastalık hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Beklentisini çok yüksek tutmayan, sabırlı ve hastalığı kabullenmiş özelliklere sahip aile bireyleri tedaviyi yürüten ekiple işbirliği yaptığı ölçüde pozitif sonuçlar elde edilmektedir. Otizm’de tedavi planı ve tipi her bireyin işlevsellik derecesine göre belirlenmekle beraber, tedavi yaklaşımları ana hatlarıyla şunlardır;</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>A. Eğitim Terapileri</b><br />Eğitim: Bu yaklaşımda otistik çocuklara özel eğitim programları uygulanır. Grup içinde yaşama kuralları öğretilir ve bireye beceriler kazandırma konusunda eğitimler verilir.<br /><br />Dil ve İletişim Terapisi: Sosyal iletişimi arttırmak ve dildeki sorunları gidermek amacıyla konuşma terapisi uygulanır.<br />İşitme Eğitimleri: Otistik bireyin sese duyarlılığını azaltmaya çalışarak toplumsal davranışlarında olumlu değişiklikler yaratılmaya çalışılır.</span></p><p style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style="font-size:100%;"><b>B. Davranış Terapileri:</b> Hastanın değiştirilmesi istenen davranışları üzerinde ceza-ödül sistemine bağlı olarak çalışılır.<br /><b>C. Psikoterapi:</b> Kısıtlıda olsa bu hasta grubuyla kişisel psikoterapi uygulaması yapılmaktadır.<br /><b>D. İlaç Tedavisi:</b> Otistik hastada meydana gelen hiperaktivite, öfke patlamaları, çekilme, saldırganlık, kendine zarar verici davranışlar, depresyon ve obsesif kompulsif davranışları önlemek amacıyla ilaç tedavisi de uygulanabilmektedir.<br /><br />Uygulanan bu tedavi yaklaşımlarındaki ortak amaç bireyin dış dünyaya uyumlu hale getirilmesini sağlamaktır. Tedaviden alınacak sonuç hastanın zeka düzeyine de bağlıdır. Zeka düzeyi düşük, konuşması geri çocukların tedaviden yararlanma oranları oldukça düşüktür. Otistik çocukların ancal %10’u ileriki yaşamlarında başkalarına muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürürken, büyük bir kısmı ne yazık ki yardımsız ve bağımsız yaşa<a name="readmore"></a>yamaz.</span></p>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-42414686221258593852013-05-09T16:00:00.000-07:002013-05-09T16:00:37.158-07:00Sık Sorulan Sorular<ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Özel Eğitime Ne Zaman Başlanmalıdır?<o:p></o:p></span></span></div></li></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span lang="TR" style="font-size:100%;">Özel eğitime gereksinimi olan bireyin eğitimine tıbbi tanılama süreci tamamlandıktan hemen sonra hiç vakit kaybedilmeden başlanması en uygun olanıdır. Tıp alanında geçerliliği olan “erken tanı, hayat kurtarır” sözü özel eğitim alanı içinde geçerlidir. Bireyin bireysel farklılıklarını belirlemek ve buna uygun eğitim programını bir an önce hazırlayıp uygulamaya geçirmek bireyin eğitim ve öğretim hayatında daha hızlı ve daha kısa sürede yol almasına olanak tanıyacaktır. Aynı zamanda erken eğitim ailelerin, çocuklarının ihtiyaçlarının zaman fark etmeden farkına varmaları ve çocukları için gerekli eğitim ortamlarını hazırlayabilmeleri açısından da büyük önem taşımaktadır.</span></p> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></div> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Konuşma Terapisine Ne Zaman Başlanmalıdır?<o:p></o:p></span></span></div></li></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span lang="TR" style="font-size:100%;">Özel eğitim alanında olduğu gibi bu alanda da erken tanı çok önemlidir. Ailede yer alan diğer bireylerin geç konuşması, bazı şeylerin gerçekleşmesinin beklenmesi gibi tanı ve terapi sürecinin gecikmesine yol açacak nedenlerden uzak durup hızlı hareket edilmesi gerekmektedir. Ayrıca konuşma terapisine başlamak için bireyin bazı becerilere sahip olması gerektiği doğru değildir. Özel eğitim ve konuşma terapisi aynı zamanda başlamalı ve beraber devam etmelidir.</span></p> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"> </span></div> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" > <ul><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="" lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Otizmi Olan Birey Ne Kadar Ve Ne Sıklıkta Eğitim Almalıdır?<o:p></o:p></span></span></div></li></span></ul></div> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;"><span lang="TR">Dünyanın pek çok ülkesinde, otizmi olan bireylerin eğitim ortamları ve eğitim programları, bu bireylerin tam zamanlı olarak eğitim almalarını hedeflemektedir. Türkiye’de bun a yönelik çalışmalar olmasına karşın, bu düzenlemeler henüz ihtiyacı karşılayacak nicelikte ve nitelikte değildir. Bu nedenle eğitim ortamları seçilirken, verilen eğitimin sıklığının ve sayısının yanı sıra, alınan eğitimin niteliğinin ve kalitesinin de aile tarafından göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Aileler, birey için düzenlenen eğitim programlarının içeriği, uygulanması ve sürekliliği gibi konularda eğitmenle eşgüdümlü çalışmalı ve kendilerini çocuklarının eğitimi konusunda sürekli yenilemelidirler</span><span style="" lang="TR">.</span></span></p> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" > <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="font-size:100%;"><o:p></o:p></span></p><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></div> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="" lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Özel Eğitimin İçinde Kimler Yer Almalıdır?<o:p></o:p></span></span></div></li></span></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;"><span lang="TR">Özel eğirim dünyanın birçok ülkesinde “ekip işi” olarak ele alınır ve pek çok uzmanın bir araya geldiği, özel eğitime gereksinimi olan bireyin farklı ihtiyaçlarına cevap verecek bir ekip tarafından uygulanır. Öncelikle bu ekipte yer alması</span><span style="" lang="TR"> </span><span lang="TR">gereken bireyler şunlardır: özel eğitim uzmanı, özel eğitim uzmanı önderliğinde sınıf öğretmeni, aile bireyleri</span><span style="" lang="TR"> </span><span lang="TR">ve tıp doktorlarıdır. Bunlara ek olarak bireyin ihtiyacına göre konuşma ve dil terapisti ya da patoloğu, psikolog ve fizyoterapist de bu ekibin içinde yer alması gereken uzman personeldir. Ne yazık ki ülkemizde özel eğitim ve konuşma ve dil terapisi gibi alanlarda bu alanlarda eğitim almamış kişiler tarafından eğitim verilmektedir. Bu yüzden ailelerin eğitim verecek kişilerin uzmanlık alanlarını sorması çok önemlidir.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="" lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Standart Testler<o:p></o:p></span></span></div></li></span></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span lang="TR" style="font-size:100%;">Standart testler, adından da anlaşıldığı üzere belli bir norm gurubu baz alınarak<span style=""> </span>hazırlanmış, bireyin yaklaşık olarak hangi yaş düzeyinde ya da zihinsel düzeyde olduğunu ortaya koyan testlerdir.Standart testler, bize bir bireyin yaş ve zihinsel düzeyi ile ilgili bilgi sağlamakla birlikte, bireysel özellikleri ve bu birey için gerekli olan eğitim ortamlarının hazırlanması gibi konularda ek başına yeterli olmamaktadır.</span></p> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;">Bu testlerle, bireyin var olan düzeyi belirlendikten sonra ,genellikle öğretmen yapımı olan ve bireysel farklılıkları daha fazla ortaya çıkaran ölçüt bağımlı testler yani standart olmayan testler ile bireyin “bireysel eğitim programı” hazırlanır.<o:p></o:p></span></div> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;"><span lang="TR">Ülkemizde otizmi olan bireylere uygulanan standart testler, bu alanda uygulanan standart testlerin sınırlılığından dolayı diğer engel gruplarına uygulanan standart testlerden farklılık göstermemektedir. </span></span></p> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;">Bu testler bireyin genellikle sözel performansını sergilemesine yarayan, bireyi diğer alanlarda kapsamlı olarak yeterince değerlendirmeyen ölçeklerdir. Otizmi olan bireyin en sınırlı olduğu alanlardan biri olan sözel iletişim alanında bu testlerle değerlendirilmesi, doğal olarak doğru sonuçlar vermemektedir. Son yıllarda dünyada yapılan araştırmalar otizmi olan bireye, en yetkin olduğu alan olan görsel beceriler alanında testler uygulandığında, bireyin performansı<span style="" lang="TR"> </span><span lang="TR">hakkında daha sağlıklı sonuçlar alınabildiğini göstermektedir.<o:p></o:p></span></span></div> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Otizm ve Zihinsel Engel Bir arada Bulunabilir mi?(Mental Retardasyon)</span></span></div></li></span></ul> <div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;"><strong> </strong><span lang="TR">“Otizm Spektrum Bozukluğu” olarak adlandırılan durum, geniş bir yelpazede yer almaktadır. Hiçbir otizmi olan birey diğerine benzer özellikler göstermemektedir ve bu yelpazenin herhangi bir yerinde bulunabilmektedir.Bazı durumlarda zihinsel engel<span style=""> </span>otizmin yanında yer alabilirken,bazı durumlarda yer almamaktadır.Daha önceden sıklıkla inanılan “otizmi olan bireylerin %75-80’i aynı zamanda zihinsel engellidir “ yargısı son yıllarda otizmi olan bireylere sözel testlerden ziyade görsel testlerin uygulanması daha sağlıklı</span><span style="" lang="TR"> </span><span lang="TR">sonuçların alınması ile,gün geçtikçe geçerliliğini kaybetmektedir.Otizmi olan bireyin zihinsel engelinin olup olmadığına standart testlerden çok ölçüt bağımlı testler uygulanarak karar verilmelidir<span style=""> </span>ve bireyin özelliklerine ve performansına uygun eğitim programları desenlenmelidir.<o:p></o:p></span></span></div> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="" lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Otizm Mi Otistik Belirtiler Gösteren Mi?<o:p></o:p></span></span></div></li></span></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span lang="TR" style="font-size:100%;">Otizm tek başına görülebildiği gibi, başka engel türleriyle birlikte ya da bu engel türlerinin yanı sıra görülebilen bir durumdur.Bireyin otizm ile tanılanabilmesi için;sözel iletişimde sınırlılık,sosyal becerilerde yetersizlik ve tekrarlı davranışların varlığı gibi alanların tümünde gözle görülebilir sınırlılıklar sergilemesi gerekmektedir.Bunun yanı sıra başka engelleri olan bireyler (zihinsel engel,bazı genetik sendromlar) de yukarıda sözü edilen alanların bir veya bir kaçında sınırlılıklar gösterebilmektedir.Fakat bu bireyin otizm tanısı almasına her zaman neden olmamaktadır.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span style="color: rgb(0, 102, 255);"><span style="" lang="TR">Otistik Mi, Otizm Mi Olan Mı?</span><span style="" lang="TR"><o:p> </o:p></span></span></div></li></span></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span lang="TR" style="font-size:100%;">“OTİSTİK” terimi günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir terim olmasına karşın, dünya literatüründe “OTİZMİ OLAN” ifadesinin kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.Bir bireyi otistik olarak tanımlamak o bireyin var olan diğer özelliklerini (çocuk olması,insan olması) göz ardı edip ,sadece durumu ile tanımlamak anlamına gelir.Bireyi “otizmi olan bir birey” olarak tanımlamak ise; o kişiyi önce bir birey,daha sonra otizmi yaşayan bir kişi olarak tanımlamak anlamına geleceğinden ,daha az örseleyici,daha az onur kırıcı olduğundan ve daha fazla saygı ifade ettiği için daha doğrudur.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span lang="TR" style="font-size:100%;"><o:p> </o:p></span></p> <ul style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" ><span style="font-size:100%;"><li> <div class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span lang="TR"><span style="color: rgb(0, 102, 255);">Otizmi Olan Bireylerin Neden Konuşma Ve Dil Terapisine İhtiyacı Vardır?<o:p></o:p></span></span></div></li></span></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;" align="justify"><span lang="TR" style="font-family:Verdana;"><span style="font-size:85%;"><span style="font-size:85%;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;font-size:130%;" >Otizmi olan bireyler iletişim alanında problemler yaşarlar. Bireylerle iletişim kuramayan ve kendini ifade edemeyen birey bir takım davranış problemleri göstermeye başlar. Konuşma ve dil terapisinin amacı bireyin iletişim becerilerini arttırmak ve geliştirmektir.</span><o:p></o:p></span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt;"><span lang="TR" style="font-family:Verdana;"><o:p><span style="font-size:85%;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></o:p></span></p>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-6816415432035280942013-04-01T17:16:00.000-07:002013-04-01T17:16:30.802-07:00Klorofil İçeren Bitkilerle Şelasyon<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >KLOROFİL İÇEREN BİTKİLERLE ŞELASYON</span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style=";font-family:Tahoma;font-size:100%;" >Kimyasal toksin ve ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasında klorofilden zengin gıdaların önemi büyüktür. Yeşil sebzelerin ortalama klorofil içeriği % 0.5’den daha azdır. Yosunlar ve çimler (klorella, spirulina, mavi-yeşil alg, deniz börülcesi, buğday çimi, arpa çimi) ise daha fazla klorofile sahiptirler. Yeşil algler içinde en yüksek (%3-5) klorofil içeren bitkiler klorella ve spirulinadır. Bu yosunların %20’sini fibröz (telsi) kabuk, %80’ini ise iç kısım oluşturur.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style=";font-family:Tahoma;font-size:100%;" >Toksinler ve ağır metallerin çoğu kandan bağırsağa atılır. Atılan bu zararlı maddelerin bir kısmı dışkı ile boşaltılırken geri kalan kısmı tekrar emilerek kana geçer. Klorella ve spirulinanın fibröz (telsi) kabuk kısmındaki mukopolisakkaritler ağır metalleri, böcekkıranları (pestisid), DDT, hidrokarbon ve polikarbonları tutarak vücutta birikimini önler. Burada bulunan klorofil içeriği zengin otlar ve yosunlar toksinlerin tekrar emilmesini engellerler. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style=";font-family:Tahoma;font-size:100%;" >Klorella <a name="OLE_LINK1">veya spirulina </a>gibi yosunlar Japonların yosun yemekleri (suşi) gibi çok sağlıklıdır. Çok miktarda vitamin, mineral, amino asit ve diğer besin maddelerini içerirler. Klorella ve spirullinada insan vücudu için gerekli nerdeyse bütün maddeler bulunur.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >Klorellada bulunan maddeler</span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <div style="border: 1pt solid windowtext; padding: 1pt 4pt; margin-left: 18pt; margin-right: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Yüksek miktar (%58) ve kalitede protein: Bütün amino asitleri içerir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Bütün B kompleks vitaminleri (B12 dahil). </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">C vitamini</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">E vitamini</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Beta-karoten. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Makromineraller: Kalsiyum, magnezyum, potasyum.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Mikromineraller: Çinko, selenyum, demir</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Omega-3 yağ asitleri:<b> </b>GLA. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Mukopolisakkaritler </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Nukleik asitler (RNA & DNA): %13</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorofil</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="border: medium none ; margin: 0cm 0cm 0pt 18pt; padding: 0cm; text-indent: -18pt;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella büyüme faktörü: %18</span></span></p></div> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >Klorella veya spirulinanın diğer özellikleri</span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella veya spirulina<b> </b>demir boşaltımını artırmaz. Tam tersine demir içerdikleri için kan demir düzeyini artırır.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella veya spirulina<b> </b>birkaç gün içinde ağız kokusunu giderir; pis dışkı kokusunu da giderir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella veya spirulina<b> </b>klorofilaz ve pepsin gibi sindirim enzimlerini ihtiva eder.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">DMSA’dan farklı olarak klorella bağırsakta veya spirulina mantarların üremesini artırmaz. Tam tersine bağırsakta bulanan probiyotiklerin (laktobasiluslar) normalin 4 kat daha fazla üremesini sağlar. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella ya da spirulina alan kişilerde ilk günlerde gaz, kramp, kabızlık ve ishal gibi bağırsak hareketlerinin artış belirtileri görülebilir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella büyüme faktörünün yaşlanmayı önleyici bir etkisi vardır. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Klorella Büyüme Faktörü (KBF) bağışıklık sistemini güçlendirir, kansere karşı etkilidir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">KBF ve klorellanın içerdiği yüksek miktarlardaki DNA ve RNA sinir ve diğer doku hücrelerinin tamirine yardımcı olur. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >Klorella-Spirullina/Dozaj</span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Erişkin bir insan günde üç gram klorella veya spirulina idame dozu olarak yeterlidir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">5-7 gram daha etkili olacaktır. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Ağır metali olan erişkin kişilerde önerilen toplam doz günde en az 10 gramdır; 20 grama kadar çıkılabilir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">30 kg bir çocuk için 5 gram, 10 kg'lık bir çocuk için 3 gram uygun olur.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 36pt; text-indent: -18pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Spirulina ve klorella benzer özelliklere sahip olsalar da farklı özellikleri nedeni ile kombine edilmeleri daha iyi olabilecektir. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);font-size:100%;" ><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="color: rgb(51, 51, 51);"><span style="font-size:85%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal; color: rgb(0, 0, 0);font-family:Tahoma;font-size:100%;" > </span><span style="font-size:10pt;"><span style="font-family:Tahoma;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);font-size:100%;" >2 kısim spirullina/ bir kisım klorella alınması önerilmektedir. </span><br /></span></span></span></span></p>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-72197970024770135962012-12-15T16:26:00.000-08:002012-12-15T16:26:05.581-08:00Epson Tuzu Banyosu<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >EPSOM TUZU (MAGNEZYUM SÜLFAT) BANYOSU</span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Sülfatlar ağır metal temizliğine yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Otistik çocukların çoğunda hem magnezyum hem de sülfatlar düşüktür.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Magnezyum sülfat suya koyulduğunda magnezyum ve sülfata ayrışır.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Her iki molekülde deriden emilir. Sülfatın etkisi 7-8 saat kadar sürer.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Magnezyum sülfat tozunu kaynar suda iyice eritin.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Küvetin içine dayanılabilecek kadar sıcak su koyun ve içine magnezyum sülfatlı suyu ilave edin.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Başlangıçta yarım çay bardağı magnezyum sülfat tozu kullanın ve daha sonra tolere ettikçe 1-3 çay bardağına kadar çıkın.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Yan etkiler: Huzursuzluk ve hiperaktivite olursa dozu azaltın. Banyo suyu yutulursa ishal yapar.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Küvet içinde en az 20 dakika kalınmalıdır.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Banyodan sonra isterseniz durulanmaya ve kurulanmayabilirsiniz.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Magnezyum sülfat derinizde beyaz toz şeklinde kalır ve etkisi devam eder.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; text-indent: 0cm; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><span style="font-family:Tahoma;">•</span></span><span style="font-size:100%;"><span style="font-weight: normal; font-style: normal; font-variant: normal;font-family:Tahoma;" > </span><span style="font-family:Tahoma;">Magnezyum sülfat kimya ve ecza depolarında kilo ile satılır.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:100%;"><b><span style=";font-family:Tahoma;" >Sonuç </span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 18pt 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 9pt; color: rgb(0, 0, 0);"> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 9.1pt 21.6pt 0pt 9pt; background: white none repeat scroll 0% 0%; -moz-background-clip: border; -moz-background-origin: padding; -moz-background-inline-policy: continuous; color: rgb(0, 0, 0);"><span class="font101" style="font-size:100%;"><span style=";font-family:Tahoma;" >Belki herkes farkında, ama konunun yeterince önemsenmediği açık. Otistik çocukların hemen hepsi zehirlenmiş vaziyette ve sorunun önü alınamıyor. Artık konu akademik bir tartışma olmaktan çıkmalıdır. Bu bir halk sağlığı sorunudur ve sivil ve resmi kuruluşlar otizme ya da diğer nöropsikiatrik hastalıklara neden olan çevresel toksinlere karşı mücadeleye başlamalıdırlar. Aksi halde torunlarımızın belki de çocuklarımızın bu Dünya’da yaşama şansı kalmayacak. </span></span></p>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-70890058218973012032012-12-04T10:14:00.001-08:002012-12-04T10:14:55.428-08:00Otizm Tedavisinde Yeni Gelişme<b>Erken teşhisin çok zor olduğu bu hastalıkta yeni bir yöntem geliştirildi… Bilim adamları, erken teşhisi önemli, ancak bir o kadar da zor,..</b> <br />Bilim adamları, erken teşhisi önemli, ancak bir o kadar da zor olan otizmhastalığına 10 dakikada tanı konulmasını sağlayabilecek bir yöntem geliştirdi.<br />İtalyan La Stampa gazetesinin haberine göre, İngiltere’deki Psikiyatri Enstitüsünden Chiristine Ecker ve ekibi tarafından geliştirilen özel bir yazılım yardımıyla kullanılan manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemiyle sosyal etkileşimi ve iletişimi engelleyen bir gelişim bozukluğu olan otizm dakikalar içerisinde teşhis edilebilecek.<br /><br /><br />Geliştirdikleri programın, hastalığın tanısına yardımcı olan anatomik özellikleri belirleyebildiğini kaydeden Ecker ve ekibi, bunun doğruluğunu ispatlamak için 20 otistik yetişkine, dikkat eksikliği olan 20 kişiye ve 20 sağlıklı bireye MR’la beyin taraması yaptırdı.<br />Elde edilen verilerin analizinde geliştirdikleri programı kullanan bilim adamları, bu şekilde otizm vakalarının teşhisinde yüzde 90 oranında başarı elde etti.<br />Bilim adamları, geliştirdikleri tekniğin, çocuklarda otizme erken tanı konulmasında etkili olabileceğine dikkati çekti.Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-88467994139059909712012-12-04T10:14:00.000-08:002012-12-04T10:14:46.684-08:00Otizm ve Duyular<div style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="justify"><span style="font-size:100%;">Beş duyumuz görme,işitme,duyma,dokunma,koklama otizmli bireylerde bir takım farklılıklarla ortaya çıkabilİir.Otizmli bazı bireyler parlak ısşılkarı ve renkleri sevmeyebilir.Bazıları ise bunlardan çok hoşlanabilir.Bazı otizmli bireyler yüksek seslerden rahatsız olabilirken bazıları da belli sesleri çok sevebilir.Bazı kokular onları rahatsız edebilirken bazı kokuları da çok sevebilirler.Bazı bireyler dokunulmasını istemezken bazılarıda dokunulmaktan ve dokunmaktan çok hoşlanabilir.Bazı bireyler yemek ve tatlar konusunda çok seçici olabilirken bazıları da her türlü yemeği sevebilir.</span></div>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-64013302956378360732012-11-25T11:29:00.001-08:002012-11-25T11:29:56.905-08:00Nasıl Uygulanıyor?Her tür müzikle<br />İşitsel Eğitim'de Dr. Guy Berard'ın buluşu olan "audiokinetron" adlı bir cihaz kullanılıyor. Bu cihaz başka bir ses kaynağından verilen sesleri modüle ediyor, sesleri 15 - 25 bin frekansa kadar değiştirebiliyor. Bir kaset ya da diskçalarla bağlantılı olarak kullanılan "audiokinetron" programlanarak, hastanın durumuna, ihtiyaçlarına göre frekanslar arttırılabiliyor. İstenmeyen frekanslarsa yok edilebiliyor. Sağ ve sol kulağa ayrı ayrı desibelde, volümde ses verilebiliyor. Müzik türünün tedavide bir önemi yok. Ama çocukların zevkle dinleyebilmesi için melodik, zengin ritmli müzikler tercih ediliyor. Çeşitli frekanslar beynin ilgili bölümlerine bu müziğin içinden kamufle edilerek yollanıyor. Beyne ulaşan bu ses dalgaları beynin bazı bölgelerini uyarıyor ve tüm frekans eşiklerini eşit düzeye getirerek aşırı duyarlılık, asimetrik ya da ağrılı algılamayı ortadan kaldırıyor ya da minimuma indiriyor.<br /><br />İşitsel Eğitim günde iki kez 30'ar dakikalık seanslarla iki haftada gerçekleştiriliyor. Toplamı 10 saat olan 20 seansta tedavi tamamlanıyor. Tedavinin etkileriyse onbeş gün - altı ay içinde görülebiliyor. Altı ay sonunda istenen gelişme sağlanamamışsa tedavi tekrarlanıyor.Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-87007413199887826712012-10-03T09:36:00.002-07:002012-10-03T09:36:55.610-07:00Otizm genetik miİngiliz gazetelerinde çıkan habere göre, yapılan üç araştırmada, hastalığın kökenlerine ilişkin genetik değişiklikler belirlendi ve bu değişiklerden birinin otizm vakalarının yüzde 15'ine açıklama getirebileceği belirtildi<br /><br />Philadelphia Çocuk Hastanesinden Hakon Hakonarson ile meslektaşlarının Nature dergisinde yayımlanan iki araştırmasına göre, çocuğun beynindeki bağlantıları sağlamada rol oynayan genlerdeki mutasyon, çocuğun otizm olması ihtimalini artırıyor<br /><br />Bilim adamları, araştırmanın önemini, genetikle kanser arasındaki bağlantıya ilişkin elde edilen bulgulara benzetti<br /><br />Oxford Üniversitesinden Prof Tony Monaco başkanlığında yapılan ve Molecular Psychiatry dergisinde yayımlanan bir diğer araştırmada da, beyindeki sinir hücrelerinin gelişmesinde ve büyümesinde yer alan genlerin, bir kişinin otizme hassasiyetini artırabileceği belirlendi<br /><br />ABD Milli Sağlık Enstitüsünden Dr Raynard Kington, "Bu bulgular, genetik faktörlerin otizmde güçlü rol oynadığını gösteriyor Genlerin ayrıntılı analizi ve beynin gelişimini nasıl etkilediğinin anlaşılması, otizmli çocukların teşhisi ve tedavisi için daha iyi stratejiler geliştirilmesini sağlayacak" dedi<br /><br />Otizmin nedeni henüz tam olarak bilinmiyor, ancak birçok uzman, bunun birden fazla nedeni olabileceğine inanıyor Otizmin olası nedenleri arasında gebelikte alkol almak, babanın yaşlı olması, aşı, doğum esnasındaki bir aksilik ve çok erken yaşta televizyon seyretmek de sayılıyor<br />SabahGülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-77871050951288487222012-10-03T09:36:00.001-07:002012-10-03T09:36:45.333-07:00OtizmOtizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur Otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar Otistik çocuklar genelde öğrenme ve algılama bozukluğu çekerler Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülsede zeka seviyeleri normal olan otostik çocuklarda vardır Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, otostik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta bir zorluk çekerler Bir annenin doğum sonrası çocugunun özürlü olma oranı % 2 dir otostik olma ihtimali % 05 ' tir Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Asperger sendromu ve Rett sendromu olarak bilinen otizm formlarıda bilinmektedir<br /><br />OTİZM BELİRTİLERİ NELERDİR?<br /><br />Otistikleri, etkilenme dereceleri değişse de aşağıda ortak belirtiler görülür Sosyal ilişkilerde güçlük Konuşma güçlüğü Konuşma güçlüğü Sözsüz İletişimde zorlanma Oyun oynama ve hayal kurmada güçlük çekme Değişiklere karşı tepki ve direnç gösterme<br /><br />OTOSTİK BİR ÇOCUK ; Başkalarına ilgisizdir Göz temasından kaçınır Başkaları ile kendiliğinde temas kurumaz İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir Diğer çocuklarla oynamaz Sürekli bir konu üzerinde konuşur Tekrarlar fazladır Sebepsiz şekilde ağlar, güler, ve sebepsiz davranışlarda bulunur Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır Değişikliklerden hoşlanmaz Yaratıcılık gerktiren oyunları oynamaz Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bir takım işleri oldukça hızlı ve iyi yaparlar<br /><br /><br />OTİZİMİN SEBEBİ NEDİR? TEDAVİSİ VAR MIDIR?<br /><br />Otizme neyin sebep olduğu henüz net olarak bulunamamıştır Ancak son dönemdeki araştırmalar, otizmin genetik bir rahatsızlık olduğu görünüşü kuvvetlendirmektedir Otizmin kesin tedavisi için henüz herhangi ya da ilaç mevcut değildir Otistik çocuklarının kullandığı ilaçlar genelde hiperaktivi azaltan, dikkatin yoğunlaşmasına yardımcı olan, dolayısıyla çocugun eğitiminden daha çok faydalanmasına destek veren yardımcı ilaçlardırGülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-68508926498733767252012-10-03T09:36:00.000-07:002012-10-03T09:36:33.521-07:00Türkiye ilk kez otizm platTürkiye ilk kez otizm plat***unun girişimleriyle 'dünya otizm günü'nü kutladı<br />TÜRKİYE İLK KEZ OTİZM PLAT***UNUN GİRİŞİMLERİYLE 'DÜNYA OTİZM GÜNÜ'NÜ KUTLADI<br /><br /><br />Türkiye`deki 16 sivil toplum örgütünün bir araya gelmesiyle oluşturulan Otizm Platformu tarafından ‘‘Dünya Otizm Farkındalık Günü’’ kapsamında Taksim`deki Elite World Hotel’ de düzenlenen basın toplantısında konuşan Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkan Yardımcısı Reyhan Gazel, oğlunun da otistik olduğunu, bu nedenle yıllardır mücadele verdiğini belirtti<br /><br /><br /><br />Otizmin 3 yaş öncesinde kendini gösterdiğini, çocukta göz temasında, dil gelişiminde, toplumla adaptasyonda sorunlar yaşanabildiğini dile getiren Gazel, otistik çocuğu olan ailelerin psikolojik olarak zor süreçler geçirdiğini de ifade etti<br /><br /><br /><br />Türkiye’de otistik çocuklara özel eğitim verecek uzman konusunda eksiklikler bulunduğunu kaydeden Gazel, " Özürlüler İdaresi Başkanlığı olarak otizmle mücadelede, her tür sıkıntının çözümünde aktif olarak işin içinde olacağız Tüm çocuklarımız mutlu, üretken ve yaşamda aktif olana kadar da mücadeleyi bırakmayacağız Çünkü, tüm özürlü vatandaşlarımızın fonksiyonel yetersizliklerinden kaynaklı olarak yaşadıkları eşitsizliği ortadan kaldırmak, üretken olmalarını sağlayarak istihdamlarını gerçekleştirmek, bağımsızlıklarına destek verecek imkanlardan yararlanmalarını temin etmek özürlülük politikamızın önemli bir parçasıdır" dedi<br /><br />Otizmin Türkiye'de yeni bilinmeye başladığına dikkat çeken Reyhan Gazel, bu nedenle bir çok alanda sıkıntı yaşandığını anlattı Bu sıkıntının giderilmesi için, otizm konusunda sağlık ocaklarında ve ana çocuk sağlığı merkezlerinde, hastanelerde tüm doktorların bilgilendirilmelerinin gerekliliğinin altını çizen Gazel, otizm tanısı almış çocukların ailelerinin planlı ve kapsamlı bir şekilde otizm konusunda, gelişim özellikleri, sağlık, eğitim ve bakımı alanlarında bilgilendirilmelerinin önemine vurgu yaptı<br /><br />Gazel, "Otizm tedavisinde en önemli şart, erken tanı ile birlikte başlayan erken eğitim sürecidir Otizmli çocukların okul öncesi eğitimlerini okul öncesi eğitim kurumlarında bireysel ve grup eğitimleri ile kaynaştırmaya hazırlık esasına göre yapılması gereklidir" dedi<br /><br /><br /><br />Gazel, ‘‘İnsanlar çocuklarımızdan korkmasın Bizim çocuklarımızdan kimseye zarar gelmez Onları anlamaya ve destek olmaya çalışın’’ dedi Ayrıca Gazel, Özürlüler İdaresi Başkanlığı olarak 15 yaşından büyük otistik gençleri meslek edinme kurslarına yönlendirmeyi amaçladıklarını, yoğun olarak bunun çalışması içerisinde de olduklarını dile getirdi<br /><br /><br /><br />Gazel, amaçlarının engellilerin de diğer insanlar gibi topluma, hayata katılımda eşit haklardan yararlanmasının sağlanması olduğunu söyledi Gazel " Özürlülük alanındaki sorunlar sadece özürlülerimizi ilgilendirmiyor, tüm toplumu ilgilendiriyor Bu alanda yapılan tüm çalışmaların optimum düzeyde uygulanması için toplumsal tutumlar ve katılım oldukça önemlidir" dedi<br /><br /><br />Türkiye'de ilk kez kutlanan Dünya Otizm Günü’nün ve Nisan Ayı Dünya Otizm Farkındalık Ayının otizm alanında ciddi bir farkındalık yaratacağından emin olduğunu belirten Gazel, Otizm Platformuna destek veren sivil toplum kuruluşlarına ve herkese teşekkür ettiGülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-37023830342476410152012-09-09T05:38:00.002-07:002012-09-09T05:38:33.709-07:00Aylelerin Hikayesi<span style="color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;color:Black;" ><b><span style="font-size:100%;"><b>GÜLÇİN VARDARCI VE OTİSTİK OĞLU CEM ÖRNEK BİR YAŞAMI PAYLAŞTI</b><br /><span class="mesajgizle">Melekler Mekanı </span>Anneliğin dayanılmaz mutluluğu!.."<br /><div align="center"><br /></div><u>Bir "Rain Man" ile annesi müthiş mücadeleyi paylaştılar... Onlar şimdi kendisi gibi olan ailelere yardım ediyor</u><br /><br />Yıllar önce oynayan, "Rain Man" filmini seyretmiş miydiniz? Dustin Hoffman'ın oynadığı otistik bir gencin hikayesini anlatan film yıllar geçse de içimden silinmedi! İşte böyle bir delikanlı ve onun fedakar annesiyle buluştum geçen gün... Yanında, oğlunun gelişim yolculuğu ile ilgili bir valiz dolusu belge ve CD ile gelen Gülçin Vardarcı gözleri yaşararak anlattı, bu zorlu hayat yolculuğunu. 15 yaşına gelen Cem, artık yaşıtları gibi eğitim alıyor, gitar ve bateri çalıp, konserler bile verebiliyor. Gülçin Hanım, oğlu için yaşıyor. Yaşamı Cem'in ekseninde dönüyor!<br /><br /><b>"NAZAR DEĞMESİN" </b><br />Anneler gününe birkaç gün kala, gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı röportaj eminim pek çok otizm hastası çocuğu olan aileye de umut olacaktır.<br />Her türlü gıdayı yiyemeyen ve Gluten'li gıdalarla beslenen Cem'in en büyük meraklarından biri de kek ve kurabiye yapmak. İlk zamanlar gazeteye haber olmasını, "Bana nazar değer" diye reddeden Cem, daha sonra bu işe bir çözüm bularak; yayınlanan gazeteyi saklar ve böylece kimse onun haberini okumamış olur!<br />Şu anda en önemlisi, Cem kendi durumunu biliyor ve normale dönmek için olağanüstü bir çaba gösteriyor! Hatta, kendi duygularını, yaşadıklarını anlatan bir kitap hazırlığında...<br />Gülçin Hanım, ne mutlu size... Anneler gününüz kutlu olsun...<br /><br /><b>FARKLI BİR ÇOCUK</b><br />- Oğlunuzun otistik olduğunu kaç yaşında ve nasıl fark<br />ettiniz?<br />"Önce beni annelik ile tanıştıran ve 'anne' sözcüğünü ilk anneler gününe denk getiren kızıma teşekkür etmek isterim. Herkes evlat sahibi olurken kızım gibi evlat sahibi olmayı düşler. İkinci çocuğum Cem'in, 4 yaşında otistik olduğu anlaşıldı. Ben anlamadığım gibi, pek çok doktor da tanı koyamamıştı. Anneliğiyle yarışamadığım annem Nesrin Berker, doktorlara ısrarla 'Bu çocukta bir farklılık var' dedi ve torununu kurtarmaya çalıştı."<br />- Oğlunuz için verdiğiniz uğraşlar kaç yıl sonra meyvesini verdi?<br />"Tanı konduktan sonraki şokumuzu atlatıp 'Ne yapabiliriz' diye araştırmaya başladık.O zamanlar kaynak yoktu, internet yoktu hiç kimse bir şey bilmiyordu. Çok zorlandık. Arkadaşımın tavsiyesiyle bulduğumuzçok kısa sürede Cem'i konuşturmayı başardı ancak yanlış yönlendirilmelerle çok hatalar yaptık, ama bize göre doğru terapiyi bulduğumuz andan itibaren 4 yıl içinde yüzde 98 iyileşmiş tanısı geldi."<br />- Kimler sizi destekledi?<br />"En büyük destek ailemden geldi. Arkadaşlarım, terapistler, öğretmenler, kuzenlerim ve okul müdüremiz yardımcı oldu. Cem de iyileşme sürecinde benimle işbirliğine girdi. Tıp maalesef bu çocuklar için yapılacak bir şey olmadığı görüşünde. Bu hastalığın nereden geldiğini ve nasıl tedavi edileceğini bilmiyor olabilirsiniz. Düşünün, bir iskelede duruyorsunuz ve denize düşmüş olan çocuğunuz sizden yardım istemekiçin elini çıkartmış, ona çürük de olsa mutlaka bir ip atmaz mısınız, kurtarmak için her çabayı göstermez misiniz?"<br /><br /><b>"PES ETMEDİM"</b><br />- Hiç pes ettiğiniz oldu mu?<br />"Hala her gün 'tamam mı, devam mı?' diye kendime sorarım ama en ufak bir gelişme bile beni, oğlumu ve tüm ailemi ileriye taşıyor."<br />- Daha önceden biliyor muydunuz bu hastalığı?<br />"Otizmi ilk, 'Rain Man' filminde Dustin Hoffman rolüyle tanımıştım. Ve o müthiş zekanın, hiç konuşmak istemediğini ve takıntılarını izlemiş, sevginin gücünü gözyaşlarıyla seyretmiştim."<br />- Siz sevginizle oğlunuzu yarınlara nasıl taşıdınız?<br />"Ben Rain Man filmini defalarca seyredip, oradaki karakterlerin kuvvetli yanlarını görüp, oradaki hataları öğrenip hayatımı ona göre planladım. Sanki orkestra şefi gibiyim, 10 yıldır uğraşıyorum. Yapmadığım şey, çalmadığım kapı kalmadı. Sonunda anladım ki; bu hastalık sabır ve sevgi istiyor. Her şey sizin elinizde. Oğlumla maçlara bile gittim. Çok kararlı bir insanım, Allah'ın izniyle oğlumu görmek istediğim seviyeyegetirebildim. Vaktimin neredeyse hepsini Cem'e ayırmama kızım Gülser izin vermeseydi, tahsilli olmasaydım, lisan bilmeseydim ve güçlü kadınların çıktığı bir aileden gelmeseydim, eşim beni desteklemeseydi, kariyerimden vazgeçmeseydim, herkesle olumlu ilişkilerim olmasaydı, bu bilinmezi hala öğrenememiş olurduk ve oğlumun yaşamdan bugünkü gibi keyif alması söz konusu bile olamazdı."<br /><br /><b>KRİTERLER</b><br />- Otizmi tam anlamıyla tanımlar mısınız ?<br />Birinci şart göz temasının olmaması, sonra dokunmamak-dokunamamak geliyor, geç konuşma veya söylenen sözcükleri tekrarlamak, yinelenen<br />hareketler, ritueller, uyku problemleri, limitli yeme, sosyalleşememe, anlamsız çığlıklar, akranlarıyla oyun oynayamama, savan zeka gibi pek çok kriter var. Olası nedenleri ise, karma aşının içindeki tiomersal (civa), antibiyotikler, alerji, besin intoleransı, metal zehirlenmesi, kimyasal zehirlenme, mantar enfeksiyonları, viral enfeksiyonlar, bakteriler, duyusal problemler (sensory), beynin ve amigdalanın daha büyük olması gibi pek çok sebebin varlığından bahsediliyor."<br /><br /><b>BAŞARIYOR...</b><br />- Cem artık baterigitar çalıyor, hatta Haluk Levent'le birlikte konser vermiş! Tenis oynuyor, bir çok aktivitenin yıldızı. Cem'in hayat yolculuğu pek çok otistik çocuğa umut olacaktır. Sevgisini, son damlasına kadar çocuğuna veren, fedakar bir annenin son cümlelerini alabilir miyim?<br />Tüm anneler gibi olağanüstü durum söz konusu olunca, ben de enerjimi o yöne kanalize ederim. Çocukları ateşlenip de mutsuz olan annelerden farkım bu işin kronik olması ve tanı aşamasında ve eğitimde çok zaman kaybetmiş olmamız. Bugün farklı bir misyonumuz oluştu. Hem Cem'de kalan otizmin tortusunu yok etmeye çabalarken, hem de Cem'i deedip, kızım, eşim ve ben ailelere, otizmle yaşarken öğrendiklerimizi anlatıyoruz. Şu anda dünyada AIDS ve kanserden sonra gelen ve en hızla artış gösteren bir rahatsızlık. Yeni tanı konan çocuklara vakit kaybetmemeleri için kendi oğlumda yaptığım deneme yanılma yöntemlerimi, terapistimden öğrendiklerimi, internetten ve okuduğum kitaplardan yaptığım tercümeleri paylaşıyorum. 2005 yılında Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde gönüllü konferanslar verdim."<br />-Ya kızınız ne yapıyor?<br />Kızım Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde tez olarak Sensory İntegration'i anlattı. Koç Üniversitesi'nde master yapıyor ve araştırıyor. Şimdiye kadar bu bilinmeyen hastalıktan, maddi bir kazanç elde etmeden, tamamen gönüllü olarak pek çok aileye yaptıklarımı anlattım ve bunları VCD olarak herkese ulaştırdım. Cem ile birlikte "otizmliyken neler hissettiğine" dair bir kitap yazma hazırlığındayız. 11 dakikalık belgesel yapma amacındayız. Biliyorum, Cem çok ünlü bir müzisyen olacak. Terapi ile iyileşen bir çocuk, tıpkı tüm normal insanlar gibi, okula gitmeli, spor yapmalı, gelişebilmeli. Cem, müzik okuluna giderse çok mutlu olacak ve bugüne kadar yapılanlar anlam kazanacak."<br /><br /><b>Ailelere öneriler</b><br />- Cem'in otizm oluşunun nedeni belirlendi mi? Tanı konmuş çocukların ailelerine, ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?<br />Evet, Cem'de çok antibiyotik kullanımı nedeniyle ve karma aşı tahribatı var. Eğer şu anda yeni otizm tanısı konmuş bir çocuğum olsaydı, hiç vakit kaybetmezdim. Göz yaşlarımı kurular ve çalışmaya başlardım. Otizmin henüz bir tedavisi yok. Ama çalışırsak, yaşam çocuk ve ailesi için o kadar da umutsuz değil. İlk yapacağım yoğun bir şekilde Sensory Integration Therapy, Auditory Integration Therapy, diyet, Hipotherapy ve masaj yapmak olurdu. Eve gerekli materyali alırdım. Yüzme öğretirdim. Bisiklete, salıncağa bindirirdim. Diyet yapar, antibiyotik vermezdim. Doktorumu bu konuyu öğrenmeye teşvik ederdim. İngilizce öğrenirdim. İnternete girerdim. Milli Eğitim Bakanlığı'na, otizmde eğitiminin gerekliliğini anlatırdım."<br /><br /><b>"Adeta evimize bomba düştü!"</b><br />Otizm nedeni tam olarak bilinmeyen bir hastalık. 4 yaşına kadar ailenin fark edemediği bu hastalığın teşhisi Cem'e konduğunda "Evimize bomba düştüğünü hissettik" diyor Gülçin Hanım. O yıllarda 9 yaşında olan kızı bir gün kardeşine "Hırsız Cem, annemi çaldın" demiş! Abla, şu anda 20 yaşında bir üniversite öğrencisi. Kardeşiyle daha iyi iletişim kurabilmek için, psikoloji okuyacak kadar Cem'e düşkün. </span></b></span>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-69149402210548347142012-09-09T05:38:00.001-07:002012-09-09T05:38:25.101-07:00Asperger Sendromu<div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Asperger Sendromu otizmin başka bir türüdür.Aspergerli bireylerin öğrenme ile ilgili problemleri yoktur.Fakat bazı seyleri anlamak diğer otizmli bireyler gibi onlara da zor gelir.Diğer bireylerin ne hissettiğini anlamakta,kendi isteklerini uygun şekilde aktarmakta zorlanmaktadırlar.Yeni arkadaşlar edinmekte ve yeni ortamlara girdiklerinde uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar.Diğer insanların düşüncelerini ve duygularını anlamakta zorlanmatadırlar.Yapılan şakaları ve soyut düşünceleri anlamakta zorlanmaktadırlar.Asperger tanısı alan bireyler konuşmada zorlanma ya da gecikme yaşamazlar.Konuşmalarında gramer yapısı düzgün cümleler kurmalarına rağmen içerikle ilgili sıkıntılar yaşarlar.Fakat bu bireylerin normal yaşta konuşmaya başlamaları ve gramer anlamında düzgün cümleler kurmaları konuşma ve dil terapisine ihtiyaçları olmadığı gibi bir kanı uyandırmaktadır.Oysa ki cümlelerin düzgün kurulması ve konuşmanın var olması,bu eğitime ihtiyaçları olmadığı anlamına gelmemektedir.</span></span></div> <div align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:8pt;" ><span style="font-family:Arial;"> </span></span></div>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-51446115308183577302012-09-09T05:38:00.000-07:002012-09-09T05:38:17.072-07:00Gülnur Yazıyor<span style="color: rgb(0, 0, 0);">Ben otizmi olan 12 yaşında bir bireyim. Beni farklı yapan şey otizmim, otizmim olmasaydı benim özelliklerim çok sıradan olurdu.</span><br /><br /><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> Otizmim beni ben yapan özellik. Öğretmenlerim benim herşeyi yapabileceğimi düşünüyor. Öğretmenlerim bana inanıyor. İnanmak en önemli şey. Otizmim benim iyi oynamamı engellemiyor. Ben iyi oyun oynuyorum. Evde herkes bana sevgiyle bakıyor. Okulda öğretmenim beni çok seviyor. Ben oldukça şanslıyım. Ben okuma yazmayı kendim öğrendim. Ama yazdığımı göstermedim.</span><br /><br /><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Ben kendimi hazır hissedince gösterdim. Kendimi hazır hissedeceğim insanlar lazımdı. Daha önce başka öğretmenler beni anlamadı. Aileme de yazdığımı göstermedim çünkü onlarında hazır olması gerekiyordu. Ailem benim yazdığımı bilmiyordu. Ama ailem evde beni çok iyi anladı. Daha önce anaokulunda veya dışarda yaşadıklarımı ailemle paylaşmak istedim ama fırsatım olmadı. Buna rağmen ailem beni çok iyi anladı. Evde annem, babam beni olduğum gibi kabul ettiler. Otizm beni ayrı yapan şey.</span><br /><br /><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Anneler, babalar otizmi anlamalı ve kabullenmeli. Evde çocuklarıyla oyun oynamalı.</span><br /><br /><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Otizm aynı diğer durumlar gibi ele alınmalıdır. Sadece farklılıkları görmek işe yaramaz. Otizm aynı zamanda bir ayrıcalıktır, farklı olmaktır. Kötü bir şey değildir.Otizm bir son değildir bir başlangıçtır. Otizm zorlukları olan ama aynı zamanda güzelllikleri olan bir durumdur.</span>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-36609433082546938502012-07-23T08:08:00.001-07:002012-07-23T08:08:19.424-07:00Otizm Nedir?<div align="justify"><span class="ws12" style="color: rgb(0, 102, 255);font-family:Arial;font-size:100%;" ><b><br /></b></span></div><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;"> </span></span><div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Otizm yaşam boyu süren bir durumdur.Otizm her bireyi farklı düzeyde etlkiler.Otizm ömür boyu süren bir durumdur ama otizmi olan bireyler birçok beceriyi gerçekleştirebilir ve birçok şeyi öğrenebilirler.Otizmi olan bireyler insanlar duygularını,isteklerini,anlatmakta zorlanırlar.Yeni inanlarla tanuşmakta ve arkadaşlar edinmekte zorlanırlar.Diğer insanların ne düşündüğünü anlamakta zorlanırlar.Otizmin sebebi bilinmemektedir.Çocuğunuzun otizmli doğmasının sebebi sizin kötü bir ebeveyn olmanız değildir! </span></span></div> <div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Bazı ailelerde birden fazla otizmli birey olabilir .Bu da otizmin genetik olabileceği sorusunu akııllara getirmektedir ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.Ama kesin olan şudur ki otizmin sebebi psikolojik bir durum değildir.Otizmi olan bireyler konuşamayabilir.Başka insanların ne söylediğini anlamakta zorlanabilir.Sadece en sevdikleri şeyler hakkında konuşabilir.</span></span></div> <div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Diğer insanların söylediklerini taklit edebilir.Diğer insanların duygularını anlamakta zorlanabilir.Diğer bireylerin oyunlarına katılmak istemeyebilir.Her gün aynı şeyleri yapmaktan,aynı oyunu oynamaktan zevk alabilir.Otizmli bireyler için koordinsayon gerektiren aktiviteler zor olabilir.</span></span></div> <div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Çatal kullanmak,makasla kesmek, bisiklete binmek ya da bıçakla kesmek zor gelebilir.Bir alanda matematik,sanat ya da dil gibi çok iyi olabilirler.Görsel olarak öğrenen bireyler oldukları için gözlem yoluyla başka bireylerin yaptıklarına bakarak yapılanı kolaylıkla öğrenebilirler.Bir aktivitede dikkatlerini toparlayıp yoğunlaştırabilirler.Otizmli bireylerde öğrenme güçlüğü olabilir.</span></span></div> <div style="color: rgb(0, 0, 0);" align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:100%;" ><span style="font-family:Arial;">Otizmli bireylerin %70-80'nin zihinsel engelli olduğu doğru değildir.Otizmli bireyler öğrenen fakat öğrendiklerini uygun şekilde uygulamakta sıkıntı yaşayan bireylerdir.Otizmli bireyler okuma-yazma öğrenebilir.</span></span></div> <div align="justify"><span style=";font-family:Verdana;font-size:8pt;" ><span style="font-family:Arial;"> </span></span></div>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-25176414284524935222012-07-23T08:08:00.000-07:002012-07-23T08:08:05.371-07:00Özel Eğitim Nedir<p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="center"><span style="font-size:100%;">ÖZEL EĞİTİM UZMANI VE ÖZEL EĞİTİM UZMANI KİMDİR?</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;" align="center"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2000 yılında hazırladığı 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede özel eğitim “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özeliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmıştır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Özel eğitim öğretmeni ise; üniversitelerin eğitim fakültelerinde yeralan özel eğitim programlarından 4 yıllık lisans eğitimi almış, zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ana bilim dallarında branşlaşmış personeldir. Özel eğitim öğretmenleri aynı programda 2 yıllık yüksek lisans derecelerini aldıklarında ise “özel eğitim uzmanı” ünvanını alırlar. Özel eğitim öğretmenleri, devlet okullarında, özel rehabilitasyon merkezlerinde, ya da özel eğitim hizmeti sunulan diğer kurumlarda görev yapabilirler. Türkiye’de şu anda 8 üniversitede özel eğitim programları bulunmaktadır. Her program yılda yaklaşık olarak 50 özel eğitim öğretmeni mezun etmektedir. Özel eğitim öğretmenleri öğrencinin “bireysel eğitim program” larının hazırlanması için oluşturulan ekibe de başkanlık eder. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">EĞİTSEL TANILAMA VE DEĞERLENDİRME SÜRECİ</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;">Özel eğitimde eğitsel tanılama ve değerlendirme süreci Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bu bilgi http://orgm.meb.gov.tr/ adresinden aynen alınmıştır:</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style="">Eğitsel değerlendirme ve tanılama<o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><span style=""> </span>MADDE 7- </b>(1) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenerek en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(2) Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada bireyin; tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(3) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; eğitimin her tür ve kademesindeki geçişler ile bireylerin eğitim performansı ve eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak veli ya da okulun/kurumun isteği üzerine gerektiğinde tekrarlanır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(4) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için Ek-1’de yer alan Özel Eğitim Değerlendirme Kurul Raporu hazırlanır. Bu rapor, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan öğrenciler için her yıl yenilenir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><o:p><span style=""> </span></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(5) Millî eğitim müdürlükleri, örgün ve yaygın eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, üniversiteler, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı birimler ve yerel yönetim birimleri özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme ve tanılanması amacıyla RAM’a yönlendirilmesinde sorumluluğu paylaşırlar. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(6) Eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerine ilişkin bilgi işlem hizmetleri Bakanlıkça geliştirilir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><span style=""> </span>Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri<o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><span style=""> </span>MADDE 8-</b> (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri şunlardır:</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>a) Eğitsel değerlendirme ve tanılama<b style=""> </b>erken yaşta yapılır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>b) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek yapılır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>c) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; fiziksel, sosyal ve psikolojik bakımdan birey için en uygun ortamda yapılır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>ç) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin yetersizliğine göre birden fazla yöntem ve teknik ile uygun ölçme araçları kullanılarak yapılır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>d) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin eğitim ihtiyacı ve gelişimi dikkate alınarak gerektiğinde tekrarlanır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>e) Eğitsel değerlendirme ve tanılamada, bireyin öğrenme ortamları ile yeterli ve yetersiz olduğu yönler birlikte değerlendirilir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>f) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde veli, okul ve uzmanlar iş birliği içinde çalışırlar.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>g) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde ailenin ve gerektiğinde bireyin görüşü alınır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>ğ) Eğitsel değerlendirme ve tanılama süreciyle ilgili olarak birey ile ailenin görüş ve onayları alınmadan hiçbir açıklama yapılamaz. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonuçları sadece yasal ve eğitimle ilgili kararlar almak için kullanılır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><o:p><span style=""> </span></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><span style=""> </span>Eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler<o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style=""><span style=""> </span>MADDE 9- </b>(1)<b style=""> </b>Eğitsel değerlendirme ve tanılamaya alınacak bireyler için aşağıdaki belgeler istenir:</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>a) Bireyin, velisinin ya da okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için bireysel gelişim raporu.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini gösteren belge.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="background: aqua none repeat scroll 0% 0%; -moz-background-clip: border; -moz-background-origin: padding; -moz-background-inline-policy: continuous;font-size:100%;" ><o:p></o:p></span> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>ç) Gerektiğinde tıbbî tanılaması ile ilgili sağlık kurulu raporu.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="background: aqua none repeat scroll 0% 0%; -moz-background-clip: border; -moz-background-origin: padding; -moz-background-inline-policy: continuous;font-size:100%;" ><o:p></o:p></span> </p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-indent: 28.35pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style="">Eğitim planı<o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><b style="">MADDE 10-<i style=""> </i></b>(1) Özel eğitime ihtiyacı olan her birey için Ek-1/a’da yer alan Eğitim Planı Örneği hazırlanır. Eğitim planında, bireyin tüm gelişim ve akademik disiplin alanlarındaki performansı ile öncelikli eğitim ihtiyaçlarına göre belirlenen yıllık amaçlar yer alır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-indent: 27pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(2) Eğitsel değerlendirme ve tanılaması ilk kez yapılan her bireyin eğitim planı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından hazırlanır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(3) Eğitim planı yeniden hazırlanırken öğrencinin o yıla ait bireysel gelişim raporu ile bir önceki eğitim planı dikkate alınır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(4) Resmî okul ve kurumlara devam <st1:place st="on"><st1:city st="on">eden</st1:city></st1:place> öğrencilerin eğitim planı her yıl BEP geliştirme birimi tarafından yenilenir. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><o:p><span style=""> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0in 0in 0pt; text-align: justify; color: rgb(0, 0, 0);font-family:arial;"><span style="font-size:100%;"><span style=""> </span>(5) Eğitim ve/veya destek eğitim hizmeti verilen özel özel eğitim okul ve kurumlarındaki bireylerin eğitim planı her yıl özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yenilenir. </span></p>Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-57524942341253684132012-02-10T11:17:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.290-07:00Otizm'de ümit verici gelişmeler Otizm'de ümit verici gelişmeler<br />Otizm'le ilgili araştırmalarda ümit verici gelişmeler yaşanıyor. Türkiye, ABD, Pakistan, Ürdün, Suudi Arabistan ve Kuveyt'te otizme yatkınlığı bulunan 104 aile üzerinde yapılan araştırma, gelişimsel bozukluğa yol açan 6 yeni genin teşhis edilmesine imkan sağladı. <br />Bazı vakalarda otizme çare olarak görülebileceği ileri sürülen ve bunun sadece bir hastalık değil, genetik ve çevresel etkilerin yol açtığı bir bozukluk olduğu kanısını güçlendiren araştırma, Boston'daki Harvard Medical Okulu tarafından yapıldı. Araştırma, incelenen ailelerin büyük bölümünde otizme, hatalı DNA bileşiminin ve doğum sonrasındaki fiziksel ve sosyal çevre etkilerinin yol açtığını da gösterdi. Mutasyonlar, beynin gelişiminde büyük öneme sahip genlerin ve erken çocukluk dönemine kadar harekete geçirilen beyin hücrelerinde hasara yol açıyor. Araştırmaya dahil edilen ailelerden 88'inde birinci dereceden kuzen evliliği olduğu ve bu tür evliliklerin sonucunda nörolojik doğum kusurunun neredeyse yüzde yüz oranında olduğu da hatırlatıldı.Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-81230460202000051302012-02-07T07:43:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.309-07:00Otizle İlgili Çalışmalar<strong>Stanford Üniversitesi Dergisi Ocak-Şubat 2011 Sayısı Otizm Makalesi</strong><br />Otizm heterojen bir hastalıktır. Otizm başlığı altında toplanan çoçukların hepsi aynı kefeye konamaz. Otizmin subgrupları tanımlanmalı, buna göre genler, moleküler yolaklar beyinde ve kanda bu yolakların etkileri araştırmalıdır. Şu ana kadar olan bilgiler bunun nöronlar arası bağlantılardan kaynaklanan bir bozukluk olduğu yolundadır. Hepimizin kromozomlarında çok hafif bozukluklar vardır. Küçük DNA parçaçıkları ya silinmiş ya da çoğalmış eğer bu DNA parçaçıkları gen ihtiva ediyorsa; standart 2 gen yerine aynı genden 1 ve 3 tane oluyor. Mesela otizmli bireylerin %1-2 sinde 16 kromozomun 25 gen ihtiva eden bölgesinde bu tür silinme veya duplikasyonlar saptanmış. <br />Halen otistik bireylerin deri hücreleri çok amaçlı kullanılarak kök hücrelere sonra nöral tüp deneme embiyonik beyin hücrelerine dönüştürülüyor. Böylece yapay otizm beyinleri oluşturularak bu beyinlerin sırrı çözülmeye çalışılıyor. Bu ilk denemelerde bu hücrelerde yakın mesafe bağlantılarının çok fazla, uzak mesafe bağlantılarının ise çok az olduğu görüldü.<br />Bu da çocukların tek bir alanda çok başarılı olabildikleri halde farklı konulardaki bilgileri birleştirmede neden zorlandıklarını açıklayabilir.<span id="more-315"></span> Bu arada bazı çevresel faktörlerin de ( bu konuda rivayeti muhtelif; ağır metallerden, fazla tv seyretmeye kadar değişiyor.) beyin hücrelerinde ( nöronlarda) bu genetik değişikleri tetikleyeceği düşünülüyor.<br />Başka bir araştırıcı da hücreler arası bağlantıyı sağlayan proteinlerin üzerinde çalışıyor. Bu bağlantı proteinlerinde (sinaps proteinleri) genetik değişikliklerin oluştuğunu gösteren çalışmalar da var. Bunlardan nöroliğin denilen proteinde oluşan gen değişikliği yapıldığı zaman farelerde otistik davranışların ortaya çıktığı görülmüş. ( Diğer farelerle ilişki kuramamış ama bazı oyunları daha kolay öğrenmişler, tekrarlayıcı hareketler yapmışlar.)<br />Örneğin otizmli bireylerin yaklaşık % 10’unu oluşturan “Fragil X” Sendromu denilen hastalıkta bu sinaps (bağlantı) proteinlerine etki eden ilaçlarla davranışsal problemlerde kısa süreli düzeltmeler olduğunun gösteren ön çalışmalar vardır.<br />Ayrıca beyin görüntüleme yöntemleri ile de ( MR) gibi bu çocuklardaki problemlerin ne olduğunu anlamaya çalışan araştırmacı grupları vardır. ( Bu çocuklarda MR çekmenin tüm zorluklarına rağmen) Akson denilen sinir uçlarını inceleyen görüntüleme yöntemleri de (DTI) bu çocuklarda uzun mesafe bağlantısının bozuk olduğunu desteklemektedir.<br />Kısaca, otizm bütün uğraşılara rağmen halen gizemini korumaktadır. Biyolojik bir açıklama yapılmadan tedavi geliştirilmesi beklenmemelidir.Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-88156637796133934992012-02-07T07:41:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.317-07:00Otizm heterojen bir hastalıktır!<strong>Stanford Üniversitesi Dergisi Ocak-Şubat 2011 Sayısı Otizm Makalesi<br /></strong>Otizm heterojen bir hastalıktır. Otizm başlığı altında toplanan çoçukların hepsi aynı kefeye konamaz. Otizmin subgrupları tanımlanmalı, buna göre genler, moleküler yolaklar beyinde ve kanda bu yolakların etkileri araştırmalıdır. Şu ana kadar olan bilgiler bunun nöronlar arası bağlantılardan kaynaklanan bir bozukluk olduğu yolundadır. Hepimizin kromozomlarında çok hafif bozukluklar vardır. Küçük DNA parçaçıkları ya silinmiş ya da çoğalmış eğer bu DNA parçaçıkları gen ihtiva ediyorsa; standart 2 gen yerine aynı genden 1 ve 3 tane oluyor. Mesela otizmli bireylerin %1-2 sinde 16 kromozomun 25 gen ihtiva eden bölgesinde bu tür silinme veya duplikasyonlar saptanmış. <br /><span id="more-5909"></span><br />Halen otistik bireylerin deri hücreleri çok amaçlı kullanılarak kök hücrelere sonra nöral tüp deneme embiyonik beyin hücrelerine dönüştürülüyor. Böylece yapay otizm beyinleri oluşturularak bu beyinlerin sırrı çözülmeye çalışılıyor. Bu ilk denemelerde bu hücrelerde yakın mesafe bağlantılarının çok fazla, uzak mesafe bağlantılarının ise çok az olduğu görüldü.<br />Bu da çocukların tek bir alanda çok başarılı olabildikleri halde farklı konulardaki bilgileri birleştirmede neden zorlandıklarını açıklayabilir.<br />Bu arada bazı çevresel faktörlerin de ( bu konuda rivayeti muhtelif; ağır metallerden, fazla tv seyretmeye kadar değişiyor.) beyin hücrelerinde ( nöronlarda) bu genetik değişikleri tetikleyeceği düşünülüyor.<br />Başka bir araştırıcı da hücreler arası bağlantıyı sağlayan proteinlerin üzerinde çalışıyor. Bu bağlantı proteinlerinde (sinaps proteinleri) genetik değişikliklerin oluştuğunu gösteren çalışmalar da var. Bunlardan nöroliğin denilen proteinde oluşan gen değişikliği yapıldığı zaman farelerde otistik davranışların ortaya çıktığı görülmüş. ( Diğer farelerle ilişki kuramamış ama bazı oyunları daha kolay öğrenmişler, tekrarlayıcı hareketler yapmışlar.)<br />Örneğin otizmli bireylerin yaklaşık % 10’unu oluşturan “Fragil X” Sendromu denilen hastalıkta bu sinaps (bağlantı) proteinlerine etki eden ilaçlarla davranışsal problemlerde kısa süreli düzeltmeler olduğunun gösteren ön çalışmalar vardır.<br />Ayrıca beyin görüntüleme yöntemleri ile de ( MR) gibi bu çocuklardaki problemlerin ne olduğunu anlamaya çalışan araştırmacı grupları vardır. ( Bu çocuklarda MR çekmenin tüm zorluklarına rağmen) Akson denilen sinir uçlarını inceleyen görüntüleme yöntemleri de (DTI) bu çocuklarda uzun mesafe bağlantısının bozuk olduğunu desteklemektedir.<br />Kısaca, otizm bütün uğraşılara rağmen halen gizemini korumaktadır. Biyolojik bir açıklama yapılmadan tedavi geliştirilmesi beklenmemelidir.<br /><div style="float: right; margin: 4px;"> <ins style="border: none; display: inline-table; height: 280px; margin: 0; padding: 0; position: relative; visibility: visible; width: 336px;"><ins id="aswift_1_anchor" style="border: none; display: block; height: 280px; margin: 0; padding: 0; position: relative; visibility: visible; width: 336px;"></ins></ins></div>Stanford Üniversitesi Dergisi<br />Ocak-Şubat 2011 Sayısı<br />California, USAGülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-20693720553359135342012-02-07T07:36:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.332-07:00Otistik, Disleksi Ve Hiperaktif İşitsel Egitim"Rain Man"e müzikli tedavi<br /><br />Avrupa ve ABD'de otistik, disleksi ya da hiperaktif çocukların tedavisinde uzun süredir kullanılan bir yöntem: Zihinsel bozukluklar ve işitsel algı problemleri müzik yoluyla düzeltiliyor. Türkiye'de de psikolog doktor Murat Güvençer'in uyguladığı yöntemde başarı oranı yüzde 75.<br />İlkokul ikinci sınıf öğrencisi M.K., sınıfındaki diğer çocuklar gibi kıpır kıpır, cıvıl cıvıl. Oysa iki yıl öncesine kadar hayatla bağları kopuktu, "boğuk boğuk öten sesler"le çevrili dünyasında tek başınaydı. "Oğlum yedi yaşındaydı ama konuşamıyordu. Elliye yakın kelime biliyordu ama bunları yerli yersiz kullanıyor, hiç cümle kuramıyordu. Onunla konuşmayı milyonlarca kez denedim, beni anlayamıyordu, sanki başka bir dünyadaydı" diye anlatıyor annesi o günleri...<br /><br />Bebekken orta kulak iltihabı geçirmişti M.K. İlerleyen yaşına rağmen konuşmayı sökemeyince, işitme problemi olabileceği düşüncesiyle doktorlara taşındı. Ama kulaklarında fiziksel bir sorun yoktu, duyabiliyordu. Bu kez, otistik ya da hiperaktif olabileceği şüphesiyle davranışları bir kasete çekilip İngiltere'deki uzmanlara yollandı. Hayır, otistik de değildi. Annesi kendini onun tedavisine adamıştı ama sonuç alınamıyordu. Bir gün gazetede "işitsel tedavi"den, "konuşamayan çocuklar"dan bahseden bir yazı okudu ve psikolog doktor Murat Güvençer'in kapısını çaldı. M.K.'da zihinsel gelişme bozukluğu vardı, hemen "İşitsel Eğitim"e başlandı. Annesinin deyimiyle şimdi "bülbül gibi" konuşuyor. "Bir zamanlar 'boğuk boğuk öten' bir ses olarak algıladığı tüm kelimeleri, cümleleri ve şarkıları; yedi yıl boyunca soramadığı, öğrenemediği herşeyi şimdi keşfediyor."<br /><br /><br />İşitme = davranış<br />İşitsel Eğitim (Auditory Integration Training) otizm, hiperaktivite, disleksi, Rett's Disorder, Asperger's Disorder gibi zihinsel gelişme bozukluğundan kaynaklanan hastalıkların tedavisinde uygulanan ampirik bir tedavi yöntemi. Fransız kulak - burun - boğaz uzmanı Guy Berard bu yöntemi tam 30 yıllık çalışma sonucunda geliştirmiş. Avrupa ve ABD'deki çeşitli otizm merkezlerinin yürüttüğü 12 araştırma, bu yolla tedavinin olumlu sonuçlar verdiğini ama yöntemin tam olarak nasıl çalıştığına dair bilimsel bir kanıt olmadığını söylüyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) da yeterli araştırma olmadığından tedavi yöntemini henüz onaylamamış. Ancak İşitsel Eğitim, ABD'de ve Avrupa'da 15 ülkede 10 yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Türkiye'deki geçmişi ise sadece iki yıllık; İşitsel Eğitim'in tek uygulayıcısı olan psikolog doktor Murat Güvençer, aynı zamanda bu yöntemi Türkiye'ye getiren kişi.<br /><br />"İşitsel Eğitim'i ilk kez 10 yıl kadar önce duyduğumda inandırıcı gelmemişti. Bunun alternatif tedavi ya da para tuzağı olduğunu söyleyenler vardı. Ama birkaç yıl sonra yabancı basında yeniden karşıma çıktığında ilgimi çekti" diyor Güvençer. Fransa'ya gidip Dr. Berard'ın öğrencisi olan Güvençer, bu tedavi yönteminin işitsel ve ruhsal rahatsızlıklar arasında bir köprü kurduğunu söylüyor: "Dr. Berard bu tedaviyi önceleri işitsel problemleri olan hastalara uyguluyormuş. Ama bir defasında hem işitsel problemi olan hem de ağır depresyon geçiren bir hastasının, tedaviden sonra ruhsal olarak da iyileştiğini görmüş. Ve işitsel problemlerin ruhsal dünyayla ilişkisi olduğunu, hatta otizm, disleksi gibi hastalıkların temelinde işitsel problemlerin yattığını düşünerek çalışmalarını zihinsel bozuklukları olan çocuklar üzerinde yoğunlaştırmış."<br /><br />İşitsel Eğitim'in mimarı Dr. Berard "Hearing Equals Behavior / İşitme Eşittir Davranış" adlı kitabında otizm ve benzeri hastalıklarla işitsel algılama arasında bir bağ olduğunu söylüyor. Berard'a göre sesleri algılamada problemler yaşayan beyin bunu düzeltmeye çalışırken yorgun düşüyor ve bu durum sinir sistemini etkiliyor. Dr. Güvençer de Berard'ı destekliyor: "Zihinsel gelişme bozukluğu olan çocuklarda işitme kaybı olmaksızın hassas işitme, ağrılı işitme ya da asimetrik işitme olabilir. Örneğin çocuk bin frekans bir sesi her iki kulaktan eşit almayabilir ya da bazı frekanslara diğerlerinden daha hassas olabilir; örneğin arı vızıltısını kamyon geçiyormuş gibi duyabilir. Müzik dinlerken sesin sürekli olarak bir açılıp bir kısıldığını düşünün; işte bu tür problemleri olan çocuklar dünyayı böyle algılarlar. Dolayısıyla da bu durum zihinde büyük karışıklığa sebep olur. Beyne etki eden her tür algı bozukluğu dikkat dağınıklığı, zihinsel yorgunluk, duygusal gerilim ve ruhsal bozukluklara sebep olur."<br /><br />İşitsel Eğitim'e göre beyindeki bu karışıklığı düzeltmenin yolu işitsel algılardaki problemleri çözmekten geçiyor. İşitsel algılama düzeltilirse otizm ve disleksi, hiperaktivite gibi otizmle bağlantısı olan hastalıkların kalıcı tedavisi mümkün olabiliyor.<br /><br />Mucize değil devrim<br />"Kızım İrem üç yaşına geldiğinde hâlâ konuşamıyordu" diyen Aslı Şen, Dr. Güvençer'e başvuran annelerden biri. "Kızım bazı seslere de aşırı duyarlıydı, örneğin çamaşır makinesinin sesinden çok korkuyordu. Çok da içine kapanıktı." Aslı Hanım, İrem'in fiziksel bir sorunu olmadığını öğrenince Dr. Güvençer'e başvurmuş. 1.5 yıllık tedavi son derece başarılı bir sonuç vermiş, İrem daha tedavinin ilk haftasında bir - iki kelime söylemeye başlamış. Altı ay sonra tedavi tekrarlandığında İrem'in dili tamamen çözülmüş, çevreyle iletişimi gelişmiş.<br /><br />Dr. Güvençer bu tedaviyi iki yılda 150 hasta üzerinde uygulamış. "Bunların yüzde 90'ı otistik ya da otistik komponenti olan rahatsızlıklardı" diyor. Tedavi ettiği hastaların yüzde 75'inin son derece olumlu, hatta mucizevi gelişmeler gösterdiğini de sözlerine ekliyor.<br /><br />"Otizm bir iletişim hastalığıdır" diyor Özgüvenç. "Kendi dünyasında yaşayan bu hastaların etrafla iletişimi, lisanı iletişim amaçlı kullanımı kısıtlıdır. Filmlerde görmüşsünüzdür; elleriyle kulaklarını kapatmaları, seslere aşırı tepki vermeleri hatta kriz geçirmeleri bunun bir göstergesidir. Otizmi tamamen tedavi etmek mümkün değil ama çocuğun işitsel bozuklukları giderilirse dışarıyla iletişimi kolaylaşacaktır. Çocukların diğer tedavilerle beş - on yılda katedebilecekleri yolu bu tedaviyle 15 gün - altı ay gibi kısa bir sürede alabilmek bu alanda gerçekten devrim sayılabilecek bir gelişme!"<br /><br />Eskiden otistikti...<br />Zeynep Saatçioğlu 15 yaşındaki oğlu Cem'in otistik olduğunu söylüyor. "Konuşmakta ve algılamakta zorluk çekiyor, bazen bazı şeyleri beş kez anlatmak gerekiyordu. Normal bir okula gidiyordu ama sürekli eğitim takviyesi alıyordu. Orta bir öğrencisi olmasına rağmen ayakkabısını, kravatını bağlayamıyor, yalnız başına dışarı çıkamıyordu." Cem'in bu durumunu düzeltebilmek umuduyla Hacettepe Üniveritesi'ndeki uzmanlara başvuran ailesi, "otistik olduğu için yapacak bir şey olmadığı" cevabını almış. Üç yaşından beri doktorluğunu yapan Dr. Güvençer iki buçuk yıl kadar önce İşitsel Eğitim'i Türkiye'ye getirince, bu yöntemi Cem'de uygulayabileceklerini söylemiş. Tedavi olumlu sonuç vermiş. "Cem şimdi yaşıtlarıyla aynı düzeyde. Düşünüşünde, davranışında, okul hayatında büyük gelişme oldu. Sınıfın en alt seviyesindeyken şimdi en iyiler arasında" diyor anne Zeynep Saatçioğlu.<br /><br />Pekçok anne - baba bunu "mucizevi bir tedavi" olarak nitelendirse de, Dr. Güvençer İşitsel Eğitim'in, uyguladığı hastaların yüzde 30'unda hiç etkisi olmadığını söylüyor. "Ama tedavi ettiğim hastaların yüzde 75'inde büyük gelişmeler oldu, hatta bazıları dev adımlar attı. Bu gerçekten umut verici ama bunu 'mucize tedavi' olarak nitelemek yanlış olur." Güvençer ne derse desin, artık yüzü gülen ailelerin ortak kanısı şu: "Kaybedecek bir şey ya da bir yan etki yok. Çocuklarımızın geleceği için denemeye değer."Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-49777050931550389122012-02-07T07:09:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.340-07:00Otizm'de Diyet Tedavisi: Glutensiz Kazeinsiz BeslenmeOtizm'de diyet tedavisi, baslica iki alerjen maddenin cocuklarin diyetinden tamamen cikarilmasi ile saglaniyor: gluten ve kazein. Gluten, bugday urunlerinde bulunan temel bir protein (bugday, bulgur, ekmek, pide, simit vs); ayrica gluten, bazi soslar ve kivam artiricilarda da bulunabiliyor (soya sosu, salata soslari, aci sos, bazi sirke cesitleri vs) . Kazein ise yine bir protein cesidi olup sut ve sut urunlerinde bulunmakta (sut, yogurt, tereyagi, peynir vs). Gluten ve kazein cesitli sebeplerle iyi sindirilemedigi takdirde, beyinde morfin seklinde hareket edebiliyor. Vucutta ciddi sekilde bagimlilik yapabilen bu madde, ayni zamanda davranis bozukluklarina da sebep olabiliyor. Goruldugu gibi, bu iki protein turu sadece sindirim veya bagisiklik sistemini etkilemekle kalmayip, sinir sisteminde de bozukluklara yol acabilmekte.<br />Genel olarak sindirimi zaten zor olan gluten ve kazeinin, dunya genelinde, cesitli alerjilere veya sindirim sitemini ilgilendiren hastalik ve hassasiyetlere yol actigi zaten bilinmekte, mesela gluten intoleransinin yol actigi colyak hastaligi gibi. Fakat gecen yuzyilin baslarinda bazi uzmanlar, gluten ve kazein ile bazi sinir sistemi problemleri arasindaki ciddi baglantiya dikkat cekmeye basladilar. Gunumuzde de glutenin bazi tur sizofreni ve diger sinir sistemi bozukluklariyla iliskisi en azindan bazi uzmanlar tarafindan kabul edilmekte.<br />Yine bircok otistik cocuktaki sindirim sistemi sorunlarinin yaygin varligi (kabizlik, ishal, kusma vs), otistik cocuklar tarafindan daha cok gluten ve kazein iceren urunlerin takintili bir sekilde tercih edilmesi, bazi uzmanlarda, otizm ile gluten ve kazeinin bir iliskisi olabilecegi ihtimalini uyandirmistir. Bunun tetkini yapmak aslinda o kadar zor degil. Metabolik hastaliklar ve otizm uzerine uzman bir hekime basvurdugunuzda eminim bunun tesbiti kolaylikla yapilabilir. Bugun glutensiz ve kazeinsiz diyeti deneyen otistik cocuk ailelerinin buyuk bir cogu, diyetten oldukca faydalandiklarini cesitli internet siteleri ve konferanslarda belli ediyorlar. Yalniz bu diyetin faydasi her hekim tarafindan kabul edilmiyor. Bu malesef yine benim alanimin biraz disina kaciyor. Sanirim en dogrusu, yukarda da belirttigim gibi, uzman bir hekimin gorusune basvurmak. En altta sagda faydali yazilar kategorisi altinda Prof. Dr. Ahmet Aydin'in otizm ve beslenme uzerine olan bir calismasini iceren linki koydum. Ozellikle aileler icin oldukca yararli bilgiler icerdigini dusunuyorum.Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8192857199356639665.post-87325872869957128462012-02-07T07:07:00.000-08:002012-07-22T17:48:11.347-07:002. Egitim ve Erken Mudahaledeki Gelismeler:<span style="font-weight: bold;">2. Egitim ve Erken Mudahaledeki Gelismeler: </span><br /><span style="font-weight: bold;">a. Erken Mudahale:</span> Kanada ve Israil'de yapilan en son calismalar, erken mudahalenin onemini bir kez daha gozler onune seriyor. Burda, Kanada'da 40 ayin altinda olan 130 cocukla yapilan bir calismayi ozetleyecegim. Cocuklar uzmanlar tarafindan haftada 35 saat yogun uygulamali davranis analizi egitimine tabi tutuluyorlar. Bir sene sonunda yapilan testlerde cocuklarin % 47'si normal gelisim surecini yakalayabiliyor. Cocuklarin % 20'sinde otistik belirtiler, en azindan standard testlere gore, tamamen kayboluyor. Ve bu hizli gelismeyi en cok belirleyen faktor ise yas. Diger bir ifadeyle cocuk, erken mudahaleye ne kadar erken baslarsa, egitim o kadar etkili oluyor. Dikkat edin bu calismadaki cocuklarin hepsi zaten 40 ayin altinda. Yani ay farkinin bile ne kadar etkili olabilecegi bir kez daha erken teshisin onemini gundeme getiriyor.<br /><span style="font-weight: bold;">b. Bilgisayar Destekli Egitim: </span>Farkli yas gruplarindaki ve farkli seviyelerdeki otistik cocuklar icin degisik bilgisayar programlari gelistirilmis. Duygulari anlama cd'leri, ses tonunu duzenleme cd'leri, nasil arkadaslik kurulacagini anlatan cd'ler, sosyal icerikli hikayeler anlatan cd'ler, kucuk cocuklar icin uygulamali davranis analizi cercevesinde hazirlanan kavram ve dil ogretimi cd'leri vs. vs. Yalniz bu cd'ler oldukca pahaliydi (tanesi 100 dolardan basliyor). Asagidaki web sitelerinde bu cd'leri bulabilirsiniz. Kredi kartiyla ismarlarsaniz Turkiye'ye kadar gonderiyorlar. Yalniz bu cd'lerin hepsi Ingilizce. Ne kadar faydasi olur bilemiyorum. Ama bilgisayar yazilimindan anlayan birilerine ilham verir ve belki bu sekilde Turkce cd'ler de gelistirirler diye asagiya web sitelerini koymak istedim.<br />Otizmde en son gelismeler benden simdilik bu kadar!Gülseren Mutluhttp://www.blogger.com/profile/17418349753772877005noreply@blogger.com0