Otistik Çocukların Ailelerinin Yaşadıkları Duygular
Ailelelerin farklı özellikleri olan çocukları  olduğunu ilk öğrendiklerinde yaşadıkları duygular çok karmaşık duygulardır.Her  ailenin kendine özgülüğünden ,farklı kişilik özellikleri ve sosyal destek  örüntüleri olduğundan yola çıkılarak ailelerin yaşadıklarının da benzerlikler  hem de farklılıklar gösterdiği düşünülebilir.
Ailelerin tepkilerini açıklayan çeşitli modeller  vardır.Bunlardan en bilineni "Aşama Modeli" olarak belirtilen ve ailelerin  çeşitli aşmalardan geçerek kabul ve uyum aşamasına geldiğini varsayan  modeldir.
Aşama  Modeli
Aşama modeli  genellikle üç ana başlık altında toplanmaktadır.
A_Birincil Tepkiler:
* Şok: Çocuğunun otistik olduğunu  öğrenen ailelerde sıklıkla gözlenen tepkilerden ilkidir.Genellikle bu  durum;ağlama,tepkisiz kalma ve kendini çaresiz hissetme şeklinde ortaya  konmaktadır.
*  Reddetme: Bazı anne babalar çocuklarının otistik olduğunu kabul  etmeme davranışı gösterebilirler.Bu davranış çoklukla insana özgü,doğal bir  davranış olarak algılandığından ,kolayca gözardı edilebilmektedir.Oysa bir  savunma mekanizması olan reddetme,bilinmeyene karşı duyulan korkudan  kaynaklanmaktadır.Çocuğun gelecekte yapabileceklerine yönelik duyulan  endişeler,tedirginlikler,yüklenilmesi gereken sorumluluklar,"çocuğumuzun hali ne  olacak?" sorusuna yetersiz kalan açıklamalar reddetme davranışının görülmesine  neden olmaktadır.Bu davranışın düzeltilmesi çok zaman almakla birlikte,bireyin  içinde bulunduğu durumu değerlendirebilmesi için de öncelikle kendisinin hazır  olması gerekmektedir.
*  Acı Çekme ve Depresyon: Genellikle anne-babalar otistik bir çocuğa  sahip olmaları nedeniyle hayal kırıklığına uğrarlar.Çoğunlukla anne-babalar için  engel,hayallerinde yaşattıkları ideal çocuğun yok olmasının sembolü  olabilmektedir.Böyle bir durumda duyulan acı ,gerçekten çok sevilen birinin  kaybedilmesi karşısındaki duyulan acıya eşittir.Oysa,acı çekme de diğer duygular  gibi son derece normal ve yaşanılması gereken bir duygudur.Bu duygunun  yaşanılması ile ,anne babaların yıkılan hayallerinin o andaki gerçeklerin kabul  edilmesiyle yeniden düzelebilmesi mümkün olacaktır.Diğer bir deyişle;acı  çekme,gerçeğin kabul edilmesini kolaylaştıran bir duygu olarak  görülmektedir.Ancak henüz acı çekmenin ya da depresyonun ne zaman tam olarak  sonlanacağı da bilinmemektedir.Bazı ailelerde etkisi çok kısa sürebildiği  halde,bazı aileleri yaşam boyunca etkileyebilmektedir.Depresyon ise;genellikle  acı çekme süreci sonunda ortaya çıkmaktadır.Sıklıkla da kişinin kendine ya da  çevresindeki kişilere yönelmesi şeklinde gözlenmektedir.Çoğunlukla anne-babalar  yüklendikleri sorumluluklar karşısında her şeye güçlerinin yetmeyeceği inancı  ile depresyona girmektedirler.Hatta zaman zaman kendilerine  kızdıkları,zayıflıklarından ya da yetersizliklerinden şikayet ederek  öfkelendikleri de görülebilmektedir.Bu duyguları yoğun olarak yaşamak onları  depresyona sürüklemektedir.Acı çekme ve depresyon sonucu ailelerde "geri çekilm"  ya da "sosyal etkileşimden kaçınma" davranışları gözlemlenebilmektedir.Bu tip  davranışlar ,ailelerin kendilerini duygusal olarak çevreden uzaklaştırmak üzere  geliştirdikleri davranışlardır.
B_İkincil Tepkiler:
* Suçluluk Duyma: Her ailede yoğun  olarak gözlenen tepkilerden biridir.Suçluluk duyma;genellikle tek başına ortaya  çıkmakta,acı çekmeyle birlikte gözlenmektedir.Anne babaların çocuklarındaki  engele kendilerinin neden olduklarını düşünmelerinden ya da bazı hatalı  davranışları sonucunda tanrı tarafından cezalandırılmış olabileceklerine  inanmalarından kaynaklanabilmektedir.
* Karasızlık: Otistik bir çocuk sahibi  olmak,ailelerin çocukları ile olan deneyimlerini geliştirmelerini ve sevgi  ihtiyacını karşılamalarını gerektirmektedir.Bazı anne babalarda duruma hemen  uyum sağlama gözlenirken,bazılarında bu süreç uzun olmaktadır.Bazı ailelerin  içinde bulundukları durumu kabullenip kabullenmemmelrinde görülen kararsızlık  davranışı ,aile bireylerinin birbirlerini suçlamalarından ya da ihmal  etmelerinden kaynaklanabilmektedir.
* Kızgınlık Duyma: Kızgınlık  duyma,genellikle anne babalaın kabullenme sürecine geçmelerini engelleyici bir  tepki olarak kabul edilmektedir.Sıklıkla iki şekilde ortaya  konmaktadırBirincisi:genel olarak kabul edilen bir şeklidir ve "neden  ben?"sorusu ile ifade edilmektedir.ikincisi ise:kızgınlığın dğer kişilere  yöneltilmesi,kaynaktan çok kaynağın yerinin önemsenmesidir.Doktorlar genellikle  çocuktaki engeli tanımlamaları,bu aberi onlara vermeleri nedeniyle anne  babaların kızgınlık duydukları ilk kişiler olmaktadırlar.Aynı şekilde  eğitimciler ve terapistler de kızgınlık duyulan kişiler olabilmektedir.Bazı anne  babalar kendi yaşantılarında çok önemli değişikliklere neden olduğundan  çocuklarına kızgınlık duyabilmektedirler.
* Utanma-Mahcup Olma: Her anne baba  kendi çocuğunun başarılı olmasını arzu eder ve bundan da son derece gurur  duyar.Oysa engelli çocuğun anne babası ,çocuğuna karşı toplum içindeki diğer  bireylerin geliştirdikleri acıma ya da reddetme gibi olumsuz duygu ve  düşünceleri zamanla hoş görebilmeyi öğrenmelidir.Genellikle aileler,çocuklarının  çevre tarafından alay konusu olacağını ya da engelli olarak damgalanacağı  endişesi karşısında utanma duygusu geliştirebilmektedirler.
Çocuğun toplum içindeki etkinliği;anne ve babanın  kendine ait rollerini,görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine  getirebilmeleriyle yakından ilişkilidir.Bazı anne babalar da çocuğun değişik  davranışlarına bağlı olarak çok fazla utanma duygusu  geliştirebilmektedir.Sıklıkla da sosyal yönden çocuklarının çevre tarafından  kabul edilmeyeceği düşüncesi ile eve kapanmayı tercih etmektedirler.Anne babalar  genellikle çocuklarıyla tanındıklarından;çocuktaki engel kolaylıkla anne babanın  da engeli olduğu şeklinde yorumlanabilmektedir.
C_Üçüncül  Tepkiler:
*  Pazarlık Etme Davranışı: Pazarlık etme ya da karşılıklı ortak  amaçlar doğrultusunda anlaşmaya varma gibi davranışların görüldüğü bu  dönem;ailelerin kabullenme sürecine doğru ulaştıklarını gösteren aşamalardan  biridir.Ailelerin genellikle bu davranışlar;çocuğun eğitileileceğini ,normal  yaşıtları gibi olabileceğini vurgulayan kişilere,bilimsel görüşlere ya da  tanrıya olan inançlarına bağlı olarak geiştirdikleri belirtilmektedir.Ancak son  derece kişisel olan bu davranışlar her ailede görülmeyebilirler.Bu davranışları  gösteren kişiler sıklıkla "eğer çocuğuma bir çare bulursan sana hayatımı sonuna  kadar adarım"inancını taşımaktadırlar.Çocuğun derdine çare bulunması,ailelerde  son girişim olarak ele alınmaktadır.
* Uyum Sağlama ve Her Şeye Yeniden  Başlama: Uyum sağlama sürecine doğru gösterilen ilerleme,belirli bir  zamanın geçmesini ,kaygıların ve duygusal tepkilerin azalmış olmasını  gerektirmektedir.Anne ve babaların durumlarından ötürü herhangi bir rahatsızlık  ya da tedirginlik hissetmeyecek hale gelmeleri,kendi kendilerine yeterli  olabileceklerini ve çocuklarıyla daha olumlu ilişkiler kurabileceklerini  farketmeleri,onların bu süreceulaştıklarının bir belirtisi olabilmektedir.Ancak  bu dönem içinde,eşlerin birbirlerine destek olmaları ,aynı duygu ve düşünceleri  paylaşabilmeleri önemlidir.Aile bireylerinin aynı tavır,tutum ya da düşüncede  birleşmeleri,evlilik birlikteliğini sağlamlaştırıcı etkenler  arasındadır.Aralarında birlikve beraberlik olmayan ailelerde çok daha kolay  çözülmeler olabilmektedir.
Aşama  modeliden sonra diğer modele bakarsak;
-Sürekli Üzüntü Modeli:
Bu yaklaşıma göre;aileler gerek aile gerekse iç  yaşantıları ,çocuğun farklılığı ,gerekse toplumsal tepkilere bağlı olarak  sürekli bir üzüntü ve kaygı içindedirler.Bu doğal bir süreç olarak algılanmakta  ve patolojik olarak düşünülmemektedir.Çocuğun farklılığının kabulü ve bu üzüntü  bir arada yaşanabilir ve ailenin uyum süreci böylece gelişir.Çocuğunun durumuna  üzülen bir anne ya da baba,aynı zamanda çok çabalayan ve çocuğunun gelişimi için  uğraşan bir anne ya da baba da olabilir.
-Kişisel Yapılanma  Modeli:
Bu model,duygulardan  çok bilişi temel alır.Ailelerin farklı tepkilerini bu duruma getirdikleri farklı  yorumlara,farklı algılara bağlamaktadır.Diğer bir deyişle,anne babaların  kendilerine ve çocuklarına ilişkin geçmiş deneyimleri ,beklentileri ailelerin  tepkilerini belirlemektedir.Aileler hamilelik dönemi boyunca ve içinde  yaşadıklar çevrenin de değer yargılarına bağlı olarak,gelecek  yaşantılarına,çocuklarının geleceğine ilişkin bilişsel yapılar  oluştururlar.Farklı özelliği olan bir çocuğun doğumu,bu oluşmuş yapılara uymadğı  için aile yoğun bir kaygı yaşar;bu şok döneminin ardından aile tekrar bir  yapılanma sürecine girer,kendilerine ve çocuklarına ilişkin farklı yapılar  oluşturmaya başlar.
-Çaresizlik-Güçsüzlük-Anlamsızlık  Modeli:
Farklı özellikleri  olan bir çocuğun anne babada yarattığı duygular,yakın çevrenin tepkileriyle çok  yakından ilişkilidir.Onların durumu olumsuzluk ve çaresizlik içinde algılanması  anne babanın da benzer duygular içine girmesine ne den olmaktadır.Çaresizlik ve  güçsüzlük,yeni bir bebeğin doğumunda tüm anne babalarca yaşanabilecek bir duygu  olmakla birlikte ,yakın çevrenin farklı özellikleri olan bir bebeğe ,çocuğa  karşı tepkileri anne babaların tepkilerinin ,duygularının şekillenmesine temel  teşkil eder.
Aileye  Öneriler
* Onu  Kabullenin: Anne baba olmak zor bir görevdir.Bu zor görevde yapacağınız  ilk iş çocuğunuzu kabullenmektir.Sizin çocuğunuz sebebi ne olursa olsun farklı  bir çocuktur.Bunu kabullenme noktası anne baba için ne kadar zor olursa olsun  ailenin mutluluğu ve çocuğun sağlıklı yaşaması için  önemlidir.
* Erken Teşhis  Önem Taşır: Zaman kaybedilmeden sağlık ve eğitim önlemlerinin alınması  önem teşkil eder.
* Onu  Kısıtlamayın: Çocuğunuzu sosyal-fiziksel ortamlardan ksıstlamayın,onu  eve kapatmayın.Parka götürün,ev gezilerine götürün,birlikte sokağa çıkıp  yürüyün,ona çevreyi tanıtın,anlatın.Sorularına cevap verin.Çevrenizdeki  insanların bakışları ve soruları sizi kızdırmasın.
* Beklentilerinizi Gözden Geçirin:  Çocuğunuzun özelliklerine göre beklentilerinizi belirleyin.
* Özgüvenini Destekleyin: Ondan  yapamayacağı bir davranışı ya da beceriyi istemeyin.Onun sınırlarını zorlamanız  ,aşırı yüklenmeniz kendine olan güvenini sarsabilir ve başarısızlık duygusuna  kapılarak içine kapanmasına sebep olabilir.Tek başına bir iş yapması için  sorumluluk verin.Başarı hissitin tatmaya ihtiyacı olduğunu  unutmayın.
* Ona Tutarlı  Davranın: Annenin ,çocuğun yapmasına izin vermediği bir davranışa baba  da izin vermemelidir.Ayrıca söz verdiğiniz bir şeyi mutlaka yerine  getirmelisiniz ve yapamayacağınız hiçbir şeye söz vermemelisiniz.Bu çocuğun size  olan inancını ve güvenini sarsar.
* Onu Pamuklara Sarmayın: Çocuğunuzu  aşırı korumayın.Tüm aile bireyleri çocuk için özveride bulunmaya hazırdırlar  fakat bunu bir sınırı vardır.
*  Onu Ödüllendirin Gerekiyorsa Ceza Verin:Tüm ailelerin yaptığı bir  yanlış vardır.Çocuk sitediğiniz gibi davranıyorsa onunla hiç  ilgilenilmez,farkına varılmaz.Çocuk kendinin de varolduğunu farketmenizi  ister.
* Otizm Hakkında  Bilgi Edinin: Çocuğunuzun engel türü hakkında bilgi edinin.Bu sayede  çocuğunuza nasıl yardımcı olacağınızı ,gelişim seyrini iyi kavramış  olursunuz.
10.07.2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
 Mutluluk Duyarız 
Mutluluk Duyarız



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder