Stanford Üniversitesi Dergisi Ocak-Şubat 2011 Sayısı Otizm Makalesi
Otizm heterojen bir hastalıktır. Otizm başlığı altında toplanan  çoçukların hepsi aynı kefeye konamaz. Otizmin subgrupları tanımlanmalı,  buna göre genler, moleküler yolaklar beyinde ve kanda bu yolakların  etkileri araştırmalıdır. Şu ana kadar olan bilgiler bunun nöronlar arası  bağlantılardan kaynaklanan bir bozukluk olduğu yolundadır. Hepimizin  kromozomlarında çok hafif bozukluklar vardır. Küçük DNA parçaçıkları ya  silinmiş ya da çoğalmış eğer bu DNA parçaçıkları gen ihtiva ediyorsa;  standart 2 gen yerine aynı genden 1 ve 3 tane oluyor. Mesela otizmli  bireylerin %1-2 sinde 16 kromozomun 25 gen ihtiva eden bölgesinde bu tür  silinme veya duplikasyonlar saptanmış. 
Halen otistik bireylerin deri hücreleri çok amaçlı kullanılarak  kök hücrelere sonra nöral tüp deneme embiyonik beyin hücrelerine  dönüştürülüyor. Böylece yapay otizm beyinleri oluşturularak bu  beyinlerin sırrı çözülmeye çalışılıyor. Bu ilk denemelerde bu hücrelerde  yakın mesafe bağlantılarının çok fazla, uzak mesafe bağlantılarının ise  çok az olduğu görüldü.
Bu da çocukların tek bir alanda çok başarılı olabildikleri halde farklı  konulardaki bilgileri birleştirmede neden zorlandıklarını açıklayabilir. Bu  arada bazı çevresel faktörlerin de ( bu konuda rivayeti muhtelif; ağır  metallerden, fazla tv seyretmeye kadar değişiyor.) beyin hücrelerinde (  nöronlarda) bu genetik değişikleri tetikleyeceği düşünülüyor.
Başka bir araştırıcı da hücreler arası bağlantıyı sağlayan proteinlerin  üzerinde çalışıyor. Bu bağlantı proteinlerinde (sinaps proteinleri)  genetik değişikliklerin oluştuğunu gösteren çalışmalar da var. Bunlardan  nöroliğin denilen proteinde oluşan gen değişikliği yapıldığı zaman  farelerde otistik davranışların ortaya çıktığı görülmüş. ( Diğer  farelerle ilişki kuramamış ama bazı oyunları daha kolay öğrenmişler,  tekrarlayıcı hareketler yapmışlar.)
Örneğin otizmli bireylerin yaklaşık % 10’unu oluşturan “Fragil X”  Sendromu denilen hastalıkta bu sinaps (bağlantı) proteinlerine etki eden  ilaçlarla davranışsal problemlerde kısa süreli düzeltmeler olduğunun  gösteren ön çalışmalar vardır.
Ayrıca beyin görüntüleme yöntemleri ile de ( MR) gibi bu çocuklardaki  problemlerin ne olduğunu anlamaya çalışan araştırmacı grupları vardır. (  Bu çocuklarda MR çekmenin tüm zorluklarına rağmen) Akson denilen sinir  uçlarını inceleyen görüntüleme yöntemleri de (DTI) bu çocuklarda uzun  mesafe bağlantısının bozuk olduğunu desteklemektedir.
Kısaca, otizm bütün uğraşılara rağmen halen gizemini korumaktadır.  Biyolojik bir açıklama yapılmadan tedavi geliştirilmesi beklenmemelidir.
2.07.2012
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
 Mutluluk Duyarız 
Mutluluk Duyarız



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder